12 Eylül 2012 Çarşamba

ANAOKULUNA BAŞLAYAN ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMALI

Anaokuluna başlama hem aile için hem de çocuk için çok önemli bir ilk adımdır. Aileler bir çok kaygı yaşamaktırlar. Özellikle de anneye fazla bağımlı olan ve evde kural öğretilmemiş, sorumluluk verilmemiş olan çocuklar için anne-babalar daha fazla kaygı duymaktadırlar. Çünkü genellikle bu çocuklar daha fazla uyum problemi yaşamaktadırlar. Çocuklar becerileri gelişmeye başladığı dönemden itibaren kendi ihtiyaçlarını karşılamaları için teşvik edilmelidirler. Ayrıca, yemek, uyku, temizlik vb gibi konularda kurallar öğretilmelidir. Çocuk 2 yaşından itibaren yavaş yavaş nerede nasıl davranması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. İstenen davranışlarla istenmeyen davranışların farkını öğrenmeye başlamalıdır. Burada tutarlılık önemlidir. İstenen davranışı karşısında her zaman olumlu bir ilgi alması çocuğu bu şekilde davranmaya isteklendirecektir. İsteklerinin makul ölçülerde karşılanması, bazı isteklerinin karşılanamayacağını bilmesi gerekmektedir. Aksi halde anne-babanın her talebi karşılayan tavrını çocuk girdiği her ortamda bekleyecek ve sonunda hayal kırıklığına uğrayarak yuvaya gitmek istemeyecektir.

Öncesinde kural ve sınır öğretilen, sabretmeyi ve beklemeyi öğrenen ve anne ile bağımlılık ilişkisi yerine bağımsızlık özelliğini kazanan bir çocuk yuvaya başlamak konusunda pek bir sorun yaşamayacaktır.
Anne-babanın çocuğun gideceği yuvayı çocuk olmadan seçmeleri ve karar verdikten sonra çocuğu götürmeleri uygundur. Çünkü seçme kararı çocuğa verildiğinde bizim için önemli olmayan kriterler çocuklar için önemli olabilir ve belki de pek uygun olmayan bir yuvayı çocuğumuz istediği için seçmek zorunluluğu oluşabilir. Biz de bunun etkisinde kalabiliriz.

Çocuk için uygun yuvaya karar verdiğimizde çocuğa bundan sonra oyun oynayabileceği, arkadaş edineceği ve yeni bilgiler edineceği bir okula gideceği söylenmelidir ve bir gün sadece ziyarete gidilmelidir. Ziyaret saatinin çocukların eğlenceli bir aktivite saati olması yararlı olabilir. Tüm yuvayı gezdikten ve kendi öğretmenini tanıştırdıktan sonra yuva yetkilisi çocuğa yuva hakkında bilgiler verebilir. İlk gün fazla kalınmadan dönülmelidir. Özellikle 3 yaşındaki çocuklar için çocuk istekli de ilk hafta günde 1-2 saatten fazla yuvada kalmaması uygun olmaktadır. İkinci hafta 3-4 saate çıkarılabilir. Mümkün ise dönem boyunca, değilse hiç değilse 2 ay boyunca çocuğun yarım gün yuvaya devamı daha uygun olmaktadır. Çünkü 3 yaş grubu çocuklar için tüm gün program psikolojik olgunlaşmalarının yetersizliği nedeniyle fazla yoğun gelebilmektedir.

Yeni başladığı dönemde çocuğa fazla soru sormak, yuvayı fazla övmek, ne yediğiyle fazla ilgilenmek, sık sık yuvaya gidip bakmak çocuğun uyumunu bozabilmektedir. Çocukla ilgili bilgileri çocuğunuz yanınızda değilken yuva yetkilisinden almalısınız. Çocuğu sorularla bunaltmak yerine kendi anlattığı bir şey olursa onu dinleyip, ne kadar takdir ettiğinizi ve okula başladığı için onunla ne kadar gurur duyduğunuzu belirtebilirsiniz.
Her şey yolunda gidiyor görünürken bile bir gün birden bire çocuğunuz yuvaya artık gitmek istemediğin belirtebilir. Paniğe kapılmadan sıkıntısının ne olduğun anlamaya çalışmalısınız. Çünkü çocukların yuvaya gitmek istememeleri genellikle yuva ile ilgili bir sorun olmamaktadır. Bazen yeni bir kardeşin geliyor olması, bazen anne ile ilgili sıkıntılar, bazen evde olan bir huzursuzluk gibi bir çok neden çocuğun yuvaya gitmek istemediğin belirtmesine neden olabilmektedir. Bu durumda yuvadaki uzmanlarla görüşüp onlardan yardım almalısınız.

Anne Babalar Anaokuluna Gitmeyen Çocuğa Nasıl Davranmalıdır?

3 yaşından itibaren her çocuğun anaokuluna gitmesi önerilmektedir. Ülkemizde bir çok devlet okulunun anasınıfı mevcuttur ve her geçen gün de yaygınlaşmaktadır. Ancak çevresinde anaokulu bulunmayan ailelerin okul öncesi döneme ait çocuk yayınlarını takip etmelerinde yarar vardır. Anaokulları için üretilen ünite dergileri veya kavram öğreten ve bir çok beceriyi geliştiren bir çok yayın mevcuttur. Bunları takip edip günlük bir program dahilinde çocukların masa başında çalışmaya alıştırılmaları, el becerilerinin geliştirilmesi ve mümkün olduğunca yaşıtlarıyla bir arada oyun oynama olanağı sağlanması gerekmektedir. Ayrıca çocuk eğitimi ve gelişimi konusunda anne-babalar için hazırlanmış yayınların okunması, anne-babalara çocuğun eğitimi sırasında ortaya çıkabilecek olası problemlerle baş etme becerisi kazandıracaktır. Okumak, öğrenmek, çalışmak konusunda anne-babanın çocuğa örnek olması ve çocukta öğrenme isteği uyandırması önemlidir. Ülkemizde bir çok çocuk eline kalemi ilkokula başladığı gün almaktadır. Çocukların öğrenebilmeleri ve beceri geliştirebilmeleri için onlara fırsat verilmesi, teşvik edilmesi ve örnek olunmasının önemi unutulmamalıdır. Çocukların çok küçük yaşlarından itibaren onların becerilerini geliştirecek oyun malzemelerinin alınması-sağlanması önemlidir. Anne-babaların çocukların gelişim dönemlerindeki zihinsel ihtiyaçları konusunda bilgilenmeleri ve bu konuda bol bol okumaları gerekmektedir. Ancak bu yolla çocukları için en uygun oyun malzemesini bulabilirler ve onları kendi ilgileri ve becerileri doğrultusunda eğitebilirler.


Yazının kaynağı; www.baktabul.net

11 Eylül 2012 Salı

KARDEŞ KAVGALARI




Kardeşler, çocukların gelişiminde olumlu etki yapar. Ama kardeş kavgaları da kaçınılmazdır. Yaşları ne kadar yakın olursa kardeş kavgalarının olasılığı da bir
o kadar büyüktür. Benzer yaşlarda olan çocuklar birbirleri ile daha fazla beraberdirler, daha fazla yarışırlar ve sonuçta birbirleri ile daha fazla kavga etme eğilimindedirler.
Çocuklar arasında 6 ya da daha fazla yaş farkı varsa daha az sorun yaşanır. Ancak yaş farkı ne olursa olsun, çocuklar arasında belirli bir ölçüde çekişme normaldir.

Kardeş kavgaları anne babaları en çok üzen problemlerden biridir. Önce aşırı olmamak kaydıyla kardeş kavgalarını çocuklarımızın sosyal gelişimlerinin normal bir sonucu olarak kabul etmek, konuya serinkanlılıkla yaklaşmamızı sağlar. Çocuklarımızı ya da kendimizi sürekli suçlamak ise problemin çözümünü zorlaştırır. Bütün kardeşler küçüklüklerinde az çok birbirleriyle kavga ederler. Fakat anne ve baba bilinçli yaklaştığı takdirde bu problem ileri ki yıllarda devam etmez. Bununla beraber aile geçimsizliği olan, stresli aile grubuna giren ve çocuklara baskı uygulanan ailelerde kardeş kavgalarına daha sık rastlamaktayız. Anne babanın fiziki cezaya sıklıkla başvurdukları ailelerde kardeşlerin birbirlerine şiddet uygulamaları kaçınılmazdır.

10 Eylül 2012 Pazartesi

OKULA YENİ BAŞLAYAN ÇOCUĞA YAKLAŞIM NASIL OLMALI?

Okula ilk kez başlayacak çocukların duygusal durumunda ne gibi değişiklikler olur?
Çocuklar için okula başlamak, yaşamın yeni bir aşamasına geçmektir. Çocuklar sergiledikleri psikolojik özellikleri nedeniyle yüksek düzeyde uyum sağlama kabiliyeti taşırlar. Ancak, bu özelliklerine rağmen yeni duruma çok hızlı bir şekilde uyum sağlayamayan ya da zorlanan çocuklar da bulunur. Okul ortamı çocukların karşılaştığı, süreklilik içeren ilk sosyal ortamdır. Çocuğun, neredeyse rakipsiz olduğu, üzerinde aşırı ilginin bulunduğu ev ortamından çıkıp, kendisi gibi onlarca arkadaşının arasında yer alacağı bu yeni ortama alışması zaman alacaktır. Bu süreçte çocuk için evde sahip olmadığı sosyal özellikleri edinmenin yolu açılır. Duygusal olarak gel-git içeren bir dönem başlar.

Okula gitmekten korkan bir çocuğa ailenin yaklaşımı nasıl olmalıdır?
Okulun korkulacak bir ortam olmadığını aktarmak kolay değildir. Zihinde tasarlanan bu duygunun sönmesi için sabırlı ve kararlı bir tutum sergilemek gerekir. Okulun ona kazandıracakları anlatılmalı ve özellikle evdeki durum ve ilişkilerde kayıplara yol açmadığı vurgulanmalıdır. Öncelikle sınıf öğretmeni ile kuracağı ilişki desteklenmeli, öğretmenin önerileri ile hareket edilmelidir.

7 Eylül 2012 Cuma

BEBEĞİM GELİYOR : BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK EĞİTİMİ


Daha bilinçli, daha huzurlu ve daha güvende hissedeceğiniz bir başlangıç için sizinleyiz!

Heyecanlı ve eşsiz bir dönemin başındayken, doğum ve sonrası ile ilgili merak e
ttiğiniz ve belki de biraz çekindiğiniz konular olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda kavuştuğunuz dünyalar güzeli bebeğiniz. Bunlar anne ve baba adaylarının hayatındaki önemli dönüm noktalarıdır. Biz bu eğitimle, dönüm noktalarınızı en iyi şekilde geçirmeniz için sizlere destek vermek istiyoruz.

                                                                               
Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten
sonra evdeki düzeni
kolayca oturtabilmenizde size yardımcı olabilmektir.


Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler için de bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.

Bu eğitim programında ; Anne sütü ve Emzirme konusunun yanısıra;

Bebek Bakımı:                                    

-göbek bakımı 
-yeni doğan sarılığı                                     
-bebeğin altının değiştirilmesi                                                    
-bebeği tutuma ve taşıma
-bebeği giydirme
-yenidoğan refleksleri
-bebeğin yıkanması
-bebeğin gazının çıkarılması
-bebek için rahatlatma masajı
-bebeğin aşıları
-bebeğin uyku düzeni
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları ve lohusalık ana başlıkları altında olacaktır.

Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak;                            

- Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?
- Size destek olacak ürünler nelerdir?                                               
- Bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz?
- Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir?
gibi konuları netleştirmiş olacaksınız.

Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten nelere ihtiyacınız olacak? Bunu da netleştirmiş olacağız.

Eğitim tarihi : 15 Eylül 2012 Ctesi
Eğitim saati : 14.00 - 16.00                                                                             

Eğer siz de eğitimimize katılmak isterseniz;

ertugrul.esra@gmail.com ve
info@bebekesya.com adreslerinden bize e-mail atabilirsiniz.

Eğitim yerimiz: Kabataş ‘dadır.
Adresi: Ömer Avni Mah. İnebolu Sok. No: 37
34427 Kabataş - Beyoğlu / İstanbul Ücreti: 50 TL

Bize en kısa yoldan ulaşmanız, bilgilendirme ve sorularınız için telefon numaramız: Tel: 0212 249 69 77

6 Eylül 2012 Perşembe

OTİZM HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER


"Otizm", "Yaygın Gelişimsel Bozukluklar" ana başlığı altındaki bir grup gelişimsel bozukluklardan bir tanesidir. Bu grupta otizmin yanı sıra "Asperger Sendromu", "Çocukluğun Dezentegratif Bozukluğu", "Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk" gibi gelişim bozuklukları da yer almaktadır. Bu bozukluklar hafif, orta ve ağır derecede kendini gösterebilir.

"Otizm", "Yaygın Gelişimsel Bozukluklar" ana başlığı altındaki bir grup gelişimsel bozukluklardan bir tanesidir. Bu grupta otizmin yanı sıra "Asperger Sendromu", "Çocukluğun Dezentegratif Bozukluğu", "Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk" gibi gelişim bozuklukları da yer almaktadır. Bu bozukluklar hafif, orta ve ağır derecede kendini gösterebilir.

Ne zaman otizmden şüphelenilmeli?

Otistik çocuklar sözel iletişim, duygusal ve sosyal alan olmak üzere 3 alanda zorluk yaşarlar. Çocuğunuzda aşağıdaki bulgulardan tamamı olmasa da bir kısmını fark ediyorsanız vakit geçirmeden bir çocuk psikiyatristine başvurmanız çok önemlidir. Çünkü yapılan çalışmalar bu hastalığın tedavisinde en önemli basamağın erken teşhis ve doğru yönlendirme olduğunu göstermektedir. Bu nedenle ebeveynlerin ve bakımverenlerin çocuğun davranışlarını gözlemlemesi ve yaşıtlarının gelişimleriyle kıyaslamaları, bazı sorunları erken fark edebilmeleri açısından çok önemlidir.

YANLIŞ BEBEK BAKICISI SEÇİMİNE DAİR İŞARETLER


Günümüzde birçok ebeveyn çeşitli zorunluluklardan dolayı bebekleri ve çocukları için bakıcı tutmaktadırlar. Fakat kafalarının bir köşesinde bebek bakıcısının bebekle / çocukla yeterince ilgilenip ilgilenmedikleri, işini gerektiği gibi yapıp yapmadıkları ile ilgili kuşkular doğabilmektedir.

Aşağıda bir bebek bakıcısı veya çocuk bakıcısının işini doğru yapıp yapmadığıyla ilgili ipuçlarını bulabilirsiniz.


1.  Bebeğin / Çocuğun bakıcıyı gördüğü zaman mutlu olmaması, huzursuz görünmesi ve kendini geri çekmesi:
Bir bebek bakıcısı elbette ki bir anne veya babanın yerini tutmaz. Fakat bebek bakıcısı da olsa bebeğin bakımını yapacak kişinin ona sevgisini vermesi ve ona güven aşılaması gerekir.  Çünkü bebeğin buna ihtiyacı vardır.
Bebekler ve çocuklar için bağ kurma çok önemli fakat bunu bir bebek bakıcısı ile sağlamak mümkün olmayabilir. Diğer yandan bir bebek veya çocuk bakıcısının ası görevi bebeğin / çocuğun ihtiyaç duyduğu sıcak ve rahat bir ortamı ona sağlamaktır. Fakat görevini kötüye kullanan, işini layıkıyla yapmayan bir bebek bakıcısı bunu sağlayamayacaktır. Bunun işaretlerinden birisi de bebeğin bakıcıdan uzak durması, onu gördüğü zaman mutsuz ve gergin olmasıdır.

4 Eylül 2012 Salı

YENİDOĞAN BANYOSU: YENİ DOĞAN BEBEĞİN YIKANMASI

Bebek eve gelmiştir ve günlerini evinde geçirmeye başlamıştır. Artık banyo yapmanın da vakti gelmiştir. Bebek ilk banyosunu yapacak ve tertemiz olacaktır. Ancak anneler en çok bu konuda takıl
ırlar ve kararsızlık yaşarlar. Bazı genç annelerse cesaret dahi edemezler. Çünkü küçücüktür ve ilk kez su ile tanışacaktır. Banyo bebek bakımında önemli bir yer tutar. Sağlıklı şekilde doğan bebekler ilk 2 gün içinde yıkanabilirler. Göbeği düşene kadar bebek küvette yıkanmamalıdır. Ancak düştükten 3–4 gün sonra bebek küvette yıkanabilir.

Yeni Doğan Banyosu: Yeni Doğan Bebeğin Yıkanması

Bebeğin cildi yumuşak ve hassas olduğu için özel bir bakıma ihtiyaç duyar. Bebek banyosunda da bebekler için üretilen ürünleri kullanmak doğrudur. Banyodan sonra bazı bebeklerde kızarmalar ve pütürler oluşur. Bu normaldir ama deride döküntüler varsa bir doktora götürmek gerekir. Bebeği yıkamaya başlamadan önce her ayrıntıyı düşünmek ve gereken malzemeleri hazırlamak gerekir. Böylece hiçbir şeyi unutmaz ve aksaklıklar yaşamazsınız. Bebeği yıkarken özellikle şu konuda dikkatli olmalısınız. Bebeği asla tek başına küvette bırakmayın. Her ne olursa olsun bebeği havlu ile kurulayıp yanınızda götürün.

ANNE BABALARIN YAPTIĞI HATALAR


Anne ve babaların çocuklarıyla olan iletişiminin şekli, sergiledikleri tavır, tutum ve kararlılığın derecesi, tüm hayatlarını iyi ya da kötü etkiliyor. Anne ve babanın farklı dilde konuşması, biri evet derken, diğerinin hayır demesi, çocuğun sınırları bilmeden yetişmesine neden oluyor.
Peki çocuk yetiştirirken anne ve babaların sınır çizememe konusunda yaşadıkları olumsuzluklar konusunda ne yapmak gerekiyor?

Çocuk yetiştirmekteki “sınır stratejisi”, ergenlik dönemindeki arkadaşlıklarını, yetişkinlikteki hayatlarını nasıl geçireceklerini de belirliyor.

Anne ‘evet’, baba ‘hayır’ diyor, çocuk isyan ediyor

Çocuklara neden sınır koymak gerekiyor?


Çocukların günlük yaşamda ilk fark ettiği şey, anne ve babaların sınırları oluyor. Eğer sınır konulmazsa sürekli duvara çarpmak, yani istenmeyen davranışları ısrarla tekrar etmek istiyor. Çarpayım ki beni durdursunlar diye düşünüyor. Bazı anneler ve babalar, çocuklarına karşı o kadar esnek davranıyor ki, çocuk duramıyor, çarpamadığı için de annesini, babasını, evde bulunan başka insanları, arkadaşlarını ısırıyor, tırmalıyor, kendi saçını, yüzünü yoluyor, kısacası zarar veriyor. Annesi hiç tepki vermeyince de ilgisini çekebilmek için daha da şiddetlendirerek yapmaya devam ediyor. Çocuklar kendilerine ‘dur’ denilmezse sınırları zorluyor.