30 Ağustos 2012 Perşembe
BEBEĞİN ANNE SÜTÜNDEN AYRILMASI
Emzirme anne bebek ilişkisinin en güzel ve özel bölümüdür. İdeal beslenmenin ötesinde aralarındaki sevgi bağının kurulduğu, güçlendiği ve birbirleri için anlamlarını keşfettikleri bir dönemdir. Bebek kadar anne için de önemlidir. Bu nedenle de sonlandırılması hem anne hem de bebek için zor verilen bir karardır.
İlk 6 ay anne sütü verilmeli
Bebek beslenmesinde günümüzde kabul gören teori ve uygulama ilk 6 ay sadece anne sütü vermek daha sonrasında 9-12. aya kadar ek besinleri öğünlere oturtmak ve anne sütünü geri plana çekmektir. Bir yaşından sonra duruma ve isteğe göre anne sütü kesilebilir veya iki yaşına kadar devam edilebilir.
29 Ağustos 2012 Çarşamba
ÇOCUKLAR KİRLENEREK ÖĞRENİR !
Çocuklar her yaşta farklı gelişimsel özellikler gösterir. Bu değişiklikler vücudun farklı yerlerinde, farklı hızlarda ve değişik yaşlarda gerçekleşmektedir. Bu doğrultuda çocukların hangi yaşlarda hangi gelişim özelliklerini gösterdiğinin bilinmesi şart!
Hayatın ilk 2 yılında çok hızlı bir büyüme söz konusudur. Fiziksel büyümelerinin yanı sıra motor gelişimleri de bu dönemde son derece hızlıdır. 3–4 yaş çocukları kendi bedenlerini tanımaya başlarlar ve hareket yeteneklerini de anlamaya başlarlar. Bu dönem çocukların çıraklık dönemi dediğimiz bir dönemdir. Vücut acemiliği yaşarlar. Beceri gelişimi yavaş yavaş ilerlediği için çocuklar kırarak, bozarak, kirleterek, dağıtarak öğrenirler. Zaten kırmak bozmak dağıtmak da gelişimlerinin bir parçasıdır. Başta hiç bir yaptıkları mükemmel olmaz çünkü organizasyon becerileri de tam anlamıyla gelişmemiştir. 3–4 yaş, çocuğa bunları öğretmek için uygun bir zamandır. Fakat dağıtırken toplamayı bozdukları bir şeyi onarmayı ya da onarmak gerektiğini de öğretmek kendi kişilik gelişimleri için yararlı olacaktır.
EVDEKİ STRESLİ ORTAM, KÜÇÜK ÇOCUKLARI NASIL ETKİLER?
Stres
faktörleri her çocuk için farklı etkiler yaratsa da, bazı çocuklar bu
etkilere diğerlerine göre daha hassas olsa da, stres etkenlerinin
varlığı ve şiddeti arttıkça, her çocuk/bebek kendi içinde etkilenebilir.
Başka bir deyişle, stres etkenlerinin varlığında dahi nispeten olumlu
bir davranış ve duygulanım görüntüsü içinde olan bir bebek, stres
etkenleri ortadan kalktığında, ya da hafiflediğinde, daha önce
göstermediği ölçüde, daha iyi bir görüntü sergileyebilir. Öte yandan,
psikososyal gelişimi tamamen normal olan bir bebek, tek bir stres etkeni
ile ciddi ruhsal sıkıntı içine girebilir.
28 Ağustos 2012 Salı
BUGÜN DOĞAN BEBEĞİNİZE HEDİYEMİZ VAR!
Bebek Eşya'dan, Facebook takipçilerine özel doğum günü kampanyası!
Eğer bugün, bebeğinizin doğduğu, sizin ise hayatınızın en güzel armağanını aldığınız o eşsiz gün ise;
Bu duyurumuzu kendi Facebook sayfanızda paylaşın, bebeğiniz bizden sürpriz bir hediye kazansın.
http://www.facebook.com/bebekesya
27 Ağustos 2012 Pazartesi
SIK HASTALANAN ÇOCUK

BEBEKLERDE BÜYÜME BOZUKLUĞU
Bebeklerde büyüme bozukluğuna yol açan en önemli nedenler yanlış beslenme, bağırsak enfeksiyonları ve çevreye uyum sorunlarıdır. Bu durumda bebeğin sorunlarının nedenlerini açıklayacak ve uygun beslenmenin ilkelerini gösterecek bir çocuk hekimine başvurmak gerekir. Bebeğin gelişmesi, uygun beslenmelinin yanı sıra besinlerin yeterince sindirilip emilmesi, vücudun doğal iç salgı ve savunma dengesinin korunması gibi etkenlerle yakından ilişkilidir.
BEBEĞİN İLK 48 SAATİ
Bebeğiniz tüm yaşamı boyunca en önemli mücadelesini başarıyla sonuçlandırdı, işte yanınızda gözleri kapalı arada bir açıp korkuyla ve endişeyle bakıyor dünyaya. Siz ise şefkatli kollarınızla ona güven vermeye çalışıyorsunuz. Algıları son derece açıktır hassaslığına rağmen. Tüm organları çalışır haldedir. Yeni doğmuş bir bebek inanılmazdır... Görebilir, duyabilir, koku alabilir, tatları algılayabilir ve hissedebilir. Neler olduğu konusunda bir fikri yokmuş gibi görünse de etrafında olan olaylara karşı son derece hassastır.
24 Ağustos 2012 Cuma
ANNE-BABA OLMA SANATI
Anne-babanın çocukla ilişkisinde sergilediği duygu, düşünce ve davranış biçiminin toplamı "anne-baba tutumu"
kavramıyla ifade edilmektedir. Anne-baba tutumu çocuğun erişkinlikteki
kişilik yapısı üzerinde belirleyici olması nedeniyle çok önemlidir. Her
anne-babanın çocuğuyla ilişkisi özgündür. Ancak genel olarak
bakıldığında anne-babaların dört temel tutum biçiminden birine uygun
davranışlar sergilediği görülmektedir:
|
|||
|
|||
1. Eşitlikçi ve Demokratik Anne-Baba Tutumu | |||
|
22 Ağustos 2012 Çarşamba
“BAĞIRMAK” ÇÖZÜM DEĞİL!
Çocuklara en küçük hatalarında bağırıp çağırmak onların; hırçın, ürkek ve nefret eksenli davranışlar geliştirmelerine sebep olur...!
Çocuklarına söz geçirememekten yakınmayan bir aile var mıdır? Çocuklarınız, ayaklanıp dillenince, kendilerini dünyanın hâkimi sanıp başta aile büyükleri olmak üzere çevrelerindeki herkese meydan okumak isterler. Onlara iyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı öğretmek için öncelikle sabır ve soğukkanlılık gerekli. Çocuklara disiplin uygularken hatalardan kaçınmalısınız.
Hatalar neler mi?
Çocuklara en küçük hatalarında bağırıp çağırmak onların; hırçın, ürkek ve nefret eksenli davranışlar geliştirmelerine sebep olur...!
Yetişkinleri çileden çıkarmayı bilirler!
Çocuklar, yetişkinleri çileden çıkarmakta ustadırlar. Bazen öyle şeyler yaparlar ki, büyüklerin sabrı bir anda tükenir ve avaz avaz bağırmaya başlarlar. Evet, hepimiz çocuklarımızın karşısında çaresiz kalınca, kurtuluşu bağırmakta buluyoruz. Ama hemen belirteyimÇOCUĞUNUZU KARANLIKTA UYUTUN
Çocuğunuz karanlıktan korkuyorsa ve yatarken ışığın kapanmasını istemiyorsa, "Ne olacak canım, ışıklar açık uyuyuversin" demeyin. Çünkü vücudun biyolojik saatini koruyup, doğal ritmini ayarlayan melotonin h...
ormonu, ancak gece siz uyuduğunuz saatlerde ve karanlıkta salgılanabiliyor. Melotonin, kişiyi çeşitli hastalıklara karşı korumasının yanısıra; kansere karşı da kalkan görevi görüyor.
Gece lambası açık olmadan uyumak istemeyen çocuklara bu konuda izin verilmeli mi?
Yatak odasının sessiz, uyumaya uygun sıcaklıkta ve karanlık olması tercih nedenidir. Büyüme hormonları karanlıkta çalışır. Ayrıca karanlıkta uyuyan çocukların daha az kanser riski yaşadıkları, araştırmalarla kanıtlandı. Ancak çok gerekli durumlarda az ışık veren bir gece lambası kullanılabilir. Çocuğunuz uyuduktan sonra gece lambasını kapatın.
KARANLIK YARARLIDIR
Gece yatarken açık bırakılan ışığın vücut üzerine etkisi var mıdır?
Gece ışık almanın uyku düzeni ve genel sağlık üzerine olumsuz etkileri
Gece lambası açık olmadan uyumak istemeyen çocuklara bu konuda izin verilmeli mi?
Yatak odasının sessiz, uyumaya uygun sıcaklıkta ve karanlık olması tercih nedenidir. Büyüme hormonları karanlıkta çalışır. Ayrıca karanlıkta uyuyan çocukların daha az kanser riski yaşadıkları, araştırmalarla kanıtlandı. Ancak çok gerekli durumlarda az ışık veren bir gece lambası kullanılabilir. Çocuğunuz uyuduktan sonra gece lambasını kapatın.
KARANLIK YARARLIDIR
Gece yatarken açık bırakılan ışığın vücut üzerine etkisi var mıdır?
Gece ışık almanın uyku düzeni ve genel sağlık üzerine olumsuz etkileri
17 Ağustos 2012 Cuma
EVDE PREMATÜRE BEBEK BAKIMI
Prematüre doğan bebeklerde en sık rastlanan sorunlar nelerdir ?
Erken doğan bebeklerin akciğerlerinde sürfaktan denen bir maddenin yeteri kadar yapılamamasına bağlı olarak, doğumundan sonraki saatlerde inle
me, solunum sıkıntısı gelişebilir. Bu
hastalığa respiratuar distres sendromu denir. Bu bebekler, eksik olan
maddenin solunum yolu ile verilmesiyle tedavi edilebilebilmektedirler.
Erken doğan bebeklerin beyinlerindeki solunum merkezinin yeteri kadar olgunlaşmamasına bağlı olarak solunumları zaman zaman duraksayabilir. Bu 20 saniyeyi aşan solunum duraksamasına
Erken doğan bebeklerin beyinlerindeki solunum merkezinin yeteri kadar olgunlaşmamasına bağlı olarak solunumları zaman zaman duraksayabilir. Bu 20 saniyeyi aşan solunum duraksamasına
16 Ağustos 2012 Perşembe
YENİDOĞANLARIN ANNE İLE TEN TEMASININ ÖNEMİ VE KANGURU BAKIMI
Yeni doğan bebekleri ile ten teması kuran anneler onların rahim
ortamından bu dünyaya geçişlerinin daha az travmatik bir şekilde
gerçekleşmesine yardımcı oluyor. Bu tip bir yaklaşıma
‘’Kanguru bakımı’’ deniyor ve bebeğin sağlığı için uzun dönemde çok
faydalı olabileceği söyleniyor. Yapılan diğer çalışmalar ‘’kanguru
bakımının’’ yeni doğan bebeklerde fiziksel, zihinsel ve duygusal iyilik
açısından çok yararlı olduğunu göstermiştir, ancak daha ileri yaştaki
çocuklarda sonuçlarının ne olduğu henüz tespit edilmemiştir.
Yapılan çalışmada doğar doğmaz, anneleri ile bir saat boyunca ten teması halinde bulunan bebeklerin geceleri daha derin ve huzurlu uyudukları tespit edilmiştir.
Bebekler, bebek odasında uzun saatler geçirmelerine rağmen
Yapılan çalışmada doğar doğmaz, anneleri ile bir saat boyunca ten teması halinde bulunan bebeklerin geceleri daha derin ve huzurlu uyudukları tespit edilmiştir.
Bebekler, bebek odasında uzun saatler geçirmelerine rağmen
DOĞRU BEBEK ARABASI SEÇİMİ NASIL OLMALIDIR?
Güvenlik: Bebeğinizin bebek arabasındaki güvenliği çok önemlidir. Bu nedenle alacağınız arabanın üreticisi, kullandığı kumaşlarının kalitesi, metal aksamının dayanıklılığı çok önemlidir. Bebek arabasının bebeği sadece belinden değil, omuzlarından da kavrayacak 5 noktalı emniyet kemeri olması çok önemlidir.
Kullanım Kolaylığı: Anne babanın bebekle tek başınayken de bebek arabasını kullanabileceği göz önünde bulundurulursa, kolayca açılıp kapanabilmesi gerekmektedir. Bazı bebek arabaları üreticileri
BEBEĞİNİZLE YOLCULUK GÖZÜNÜZÜ KORKUTMASIN

Yola Çıkmadan Önce:
- İhtiyaç duyabileceğiniz her şeyin bir listesini yapın ve bu listeye sadık kalın.
- Yemek ve yatma zamanı için saat belirleyip, bebeğinizi hep aynı saatte yedirip uyutmaya gayret edin.
- Bebeğinizin kendisini daha güvende hissedebilmesi ve yabancılık çekmemesi için, sevdiği bir battaniyeyi veya oyuncağı yanınıza alın.
- Bir tane seyahat yatağı ya da oyun parkı satın alıp, tatile gitmeden önce bebeğinizin buna alışmasını sağlayın.
- Kalacağınız oteli arayarak bebek bakım ve /veya oyun odası hizmetleri olup olmadığını öğrenin.
- Yanınınıza mutlaka fazladan bebek bezi ve içinde derece, bandaj, (varsa) bebeğinizin kullandığı ilaçlar ve bebeğinizin
BEBEĞİNİZİN KENDİ BAŞINA YEMEYE ÇALIŞMASINA İZİN VERİN
zaman,
özellikle de yemek konusunda. Bu dönemden itibaren bebeğe kendini
tanıması , öğrenmesi ve gelişmesi için fırsat vermek gerekir. Bu
dönemde, özellikle yemek konusunda ki zıtlaşma en çok o zaman yaşanır,
uygulayabileceğiniz bazı metodlar var.
Bebekler ilk başlarda taklit ederek öğrenirler, sofrada bize bakarak nasıl çiğnediğimizi, çatal ve kaşığı hareket ettirişimizi izlerler ve kaydederler. Bebeğinizi yemek masasına sizinle beraber oturtmaya çalışın, elbette bebek ile yemek yemek çok kolay olmayabilir.

Patatesleri masada ezmek, yoğurdu avuçlamak, muzu üzerine sürmek, bebek krakerlerini elinde sıkarak kırmak, sizin için ne kadar kötü bir görüntü olursa olsun bebeğiniz için yeni deneyimler demektir. Bebeğiniz yemeklerin cazip fiziksel özelliklerini tamamen öğrenene kadar
Bebekler ilk başlarda taklit ederek öğrenirler, sofrada bize bakarak nasıl çiğnediğimizi, çatal ve kaşığı hareket ettirişimizi izlerler ve kaydederler. Bebeğinizi yemek masasına sizinle beraber oturtmaya çalışın, elbette bebek ile yemek yemek çok kolay olmayabilir.

Patatesleri masada ezmek, yoğurdu avuçlamak, muzu üzerine sürmek, bebek krakerlerini elinde sıkarak kırmak, sizin için ne kadar kötü bir görüntü olursa olsun bebeğiniz için yeni deneyimler demektir. Bebeğiniz yemeklerin cazip fiziksel özelliklerini tamamen öğrenene kadar
HAMİLELİK DÖNEMİNDE DEĞİŞEN VÜCUDUNUZA PSİKOLOJİK OLARAK UYUM SAĞLAMA
Hamilelik süreci ile birlikte anne adayı fizyolojik ve psikolojik olarak büyük bir değişim geçirir.
Bu süreçte bedendeki değişimler hayranlıkla izlenir. Her geçen gün içinde bir canlının büyüdüğünü bilmek, anne olacağını hissetmek, yaşam boyunca onun sorumluluğunu alacağını düşünmek anne adayının çok farklı duygular yaşamasına neden olur.
Hamileliğin ilk aylarında fiziksel şikayetler daha yoğun yaşanır. Sabah mide bulantıları, enerji kaybı, baş dönmeleri anne adayının bir türlü güne başlayamamasına neden olur. Çalışan ise bu süreç çok daha zordur. Zamanla göğüsler büyümeye başlar.
Bu değişimi izlemek bazı anneleri çok mutlu etse de bazı annelerde büyüyen ve sarkan göğüslerle karşılaşma düşüncesi endişe verici olabilir. Aylar geçtikçe alınacak kilolar, oluşabilecek çatlaklar, şişen eller ve ayaklar en büyük sıkıntılardır.
9 Ağustos 2012 Perşembe
BEBEĞİNİZLE BAĞINIZI GÜÇLENDİRMENİN EN GÜZEL YOLU: TAŞIYICI KANGURULAR

Bebek taşımayı hatırlama...
Bebeğinizi kucağınızda veya bir araç yardımı ile taşımak yeni bir kavram değildir. Doğada hayvanların kendi bebeklerini ağızlarında, sırtlarında, göğüslerinde ya da kangurular gibi özel bir cebin içinde nasıl taşıdıklarını görürüz. Kuşlar bebeklerini kanatlarının altında taşırlar ve birçok yavru hayvan göç ederken, yemek ararken, yüzerken, tırmanırken veya yürürken ebeveynlerine farklı şekillerde tutunur.
İnsanlar da bunu zamanın başlangıcından beri yapıyor. Çocuklarımızı taşımak için hayvan derileri, çuval, torba, kumaş parçaları ve sepet ile tasarladığımız birçok farklı yöntem tasarlamışız. Bugün bu yöntemler daha çok Asya, Afrika ve Latin Amerika'da yaşatılıyor.
ÇOCUKLARDA KARANLIK KORKUSU

uk bu tür korkuları fobiye dönüştürmeye başlar.
Bu korkuların en sık rastlananı ise, karanlık korkusudur. Çocuğun karanlıktan korkması endişesiyle yatak odasında ışık yakılır. Bu da yetmez anne gece kalkar çocuk korkuyor mu diye defalarca kontrol eder. Çocuğun aklına ışık söndüğünde korkulur fikrini sokar.
Çocuğu odasında bazen de bir gece lambası yanık bırakılır. Ya da koridorun veya tuvaletin ışığının yanık kalmasına dikkat edilir. Bir başka durumda çocuk zorlukla uykuya dalarken ışıklı bir ortamda olduğu için bu ortamda nesnelerin gölgeleri olduklarından büyük göründüğü için çocuklar bunları korku nesnelerine benzetebilirler. Örneğin cadılara, korkunç yaratıklara, canavarlara benzetir daha fazla korkarlar. Çocuk karanlık ortamdayken nesne ile ilgili bir benzetme yapmak zorunda kalmaz. Tamamen aydınlık ortamda da böyle bir benzetme durumu ortaya çıkmaz. Bir de ailelerin 6-7 yaştan sonra çocuklarını geç saatlerde yatırmasından dolayı çocuklar tv de onlar için uygun olmayan filmler, olaylar izlerse o gece uyumaları zorlaşır. Hatta korku filmi izledilerse bazen 1-2 ay gibi uzun bir süre bile odalarında kendi başlarına uyuyamazlar.
Bütün bunların en başı çocukların kendi odaları olması, kendi yatakları olmasının en erken yaşta uygulanmasıdır. Yapılması gereken ya doğduğunda kendi odasının olmasına dikkat etmek ya da 2 yaşından itibaren çocuğu ailenin yatak odasından çıkartmaktır. Bu konuda aile zorlanıyorsa mutlaka, vakit geçirilmeden bir psikologdan destek alınmalıdır.
Bu durumda gözümüzden kaçmaması gereken en önemli şey çocukların yaşlarına göre bir uyku saatleri olmasıdır. Bu saati aile belirlemelidir. Bu saat sabit olmalıdır, hiç değişmemelidir. Örneğin 2-6 yaş için uyku saati 8-9.30 arasında ailen yaşantısına en uygun saat olmalıdır. 7-12 yaş arasında ise yine 8-9.30 arasında olmalıdır. Bu saat 12-14 arasında 10-10.30 olmalıdır. 15-18 yaş arasında ise gencin yatma saati 11 olmalı ama kesinlikle 11’i altına inmemelidir. Yatma saati konusu çocukla açık ve net bir şekilde konuşulmalıdır. Çocuk sat kaçta yatması gerektiğini bilmelidir. Bu düzen çocuğu ve aileyi oldukça rahatlatacaktır. Özellikle ışık konusuna geldiğimizde çocuk yatana kadar bir ışık veya başucu lambası olabilir. Çocuk kitap okumak isteyebilir veya yaşı küçükse kitapların resimlerine bakmak isteyebilir.
Karanlık korkuları bazen de aileye mesaj vermek için bir yardım isteme yolu olabilir. Böyle durumlarda aile çocuğun bir sıkıntısı, sorunu olduğunu anlar. Aile çocuğun neden rahatsız olduğunu bulmalı ve rahatsızlık veren şeyi ortadan kaldırmalıdır. Karanlık korkusu bir de çocuğun kardeşi olup da onun yaptığını, odasını kardeşine verildiğinde veya yaramazlık yaparsan ben hastalanırım, ölürüm gibi korkutmalardan sonra ortaya çıkabilir. Bir de çocuğun yanında “O anlamaz, aklı ermez” diye düşünüp onun yanında ailenin onun kafasını karıştıracak konuları konuşmak, tartışmak, kavga etmek, ses tonlarının yükselmesi, şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olabilir. Karanlıkta tacize uğramak, karanlıkta korkulacak bir durumla karşı karşıya kalmak karanlık korkusunu getirebilir. Korkan çocuklar bazen hayali arkadaşlarda edinebilirler. Bu durumdan korkmayın, onlara kızmayın.
Pabobo portatif gece lambaları, Çocuğunuz için hem eğlenceli bir oyuncak, hem de güvenli bir uyku arkadaşı!
PABOBO, çocuklar için özel tasarlanmış, kablo ya da bataryası olmayan, ilk taşınabilir gece lambasıdır. Çocuğunuz bu ışıkla, odasının lambası kapalı olduğunda, yatağında kitabına bakabilir, yorganın altında kendi kendine oyunlar yapabilir, tavanda, duvarlarda ışık yansımalarını takip edip, sonra huzurlu bir şekilde PABOBO ile uyuya kalabilir.
Özellikle çocuğun karanlık korkusu yaşadığı dönemlerde harika bir yardımcı niteliğinde olan PABOBO’nun güven veren loş ışığı sayesinde, çocuğunuz korkmadan, huzur içerisinde uykuya dalacaktır. Gece uyansa bile PABOBO’nun ay ışığı gibi parlayarak odayı aydınlatması sayesinde huzursuz olmayacaktır. Tüm odayı loş ışığıyla hafifçe aydınlatacak olan bu harika lamba sayesinde çocuğunuz resimli kitaplarına rahatlıkla bakabilir, uyku öncesinde odasında kendi kendine hoş vakit geçirebilir. PABOBO, göz bebeklerine çok yakın tutulsa bile, gözleri hiç acıtmaz ve zarar vermez.
Anne babalar, geceleri bebeklerini kontrol etmek için yanlarına gittiklerinde, odanın ışığını açmayıp, bebeği uyandırmadan PABOBO’nun ışığından faydalanabilirler. Bu ışık, güneş ışığı gibi keskin ve rahatsız edici değildir ve bebeğinizin uykusunu kaçırmaz, tam tersine ay ışığı gibi etki eder ve bebeğinizin uykusunu getirip, güven içerisinde, huzurla uyumasını sağlar.
Tasarımı tamamiyle bebek ve çocuklara özel, her açıdan son derece güvenli olan bu lambanın köşeleri yoktur ve tamamen yuvarlak hatlara sahiptir. İnanılmaz derecede sade olan görüntüsü, bebeğinizin dikkatini dağıtmamakla birlikte, eliyle rahatlıkla kavrayabileceği, çok hafif bir malzemeyle yapılmıştır.
PABOBO, darbelere karşı dayanıklıdır ve ısınmaz. Kablo ya da bataryası yoktur ve zararlı madde içermez. Bu özellikleriyle baştan sona çocuk dostu olmasının yanı sıra, 3 yaş altındaki bebek ürünleri için olan Avrupa standartlarına da uygundur.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=18&srubrikid=159&sno=PB-BE-NL-012012
Bu korkuların en sık rastlananı ise, karanlık korkusudur. Çocuğun karanlıktan korkması endişesiyle yatak odasında ışık yakılır. Bu da yetmez anne gece kalkar çocuk korkuyor mu diye defalarca kontrol eder. Çocuğun aklına ışık söndüğünde korkulur fikrini sokar.
Çocuğu odasında bazen de bir gece lambası yanık bırakılır. Ya da koridorun veya tuvaletin ışığının yanık kalmasına dikkat edilir. Bir başka durumda çocuk zorlukla uykuya dalarken ışıklı bir ortamda olduğu için bu ortamda nesnelerin gölgeleri olduklarından büyük göründüğü için çocuklar bunları korku nesnelerine benzetebilirler. Örneğin cadılara, korkunç yaratıklara, canavarlara benzetir daha fazla korkarlar. Çocuk karanlık ortamdayken nesne ile ilgili bir benzetme yapmak zorunda kalmaz. Tamamen aydınlık ortamda da böyle bir benzetme durumu ortaya çıkmaz. Bir de ailelerin 6-7 yaştan sonra çocuklarını geç saatlerde yatırmasından dolayı çocuklar tv de onlar için uygun olmayan filmler, olaylar izlerse o gece uyumaları zorlaşır. Hatta korku filmi izledilerse bazen 1-2 ay gibi uzun bir süre bile odalarında kendi başlarına uyuyamazlar.
Bütün bunların en başı çocukların kendi odaları olması, kendi yatakları olmasının en erken yaşta uygulanmasıdır. Yapılması gereken ya doğduğunda kendi odasının olmasına dikkat etmek ya da 2 yaşından itibaren çocuğu ailenin yatak odasından çıkartmaktır. Bu konuda aile zorlanıyorsa mutlaka, vakit geçirilmeden bir psikologdan destek alınmalıdır.
Bu durumda gözümüzden kaçmaması gereken en önemli şey çocukların yaşlarına göre bir uyku saatleri olmasıdır. Bu saati aile belirlemelidir. Bu saat sabit olmalıdır, hiç değişmemelidir. Örneğin 2-6 yaş için uyku saati 8-9.30 arasında ailen yaşantısına en uygun saat olmalıdır. 7-12 yaş arasında ise yine 8-9.30 arasında olmalıdır. Bu saat 12-14 arasında 10-10.30 olmalıdır. 15-18 yaş arasında ise gencin yatma saati 11 olmalı ama kesinlikle 11’i altına inmemelidir. Yatma saati konusu çocukla açık ve net bir şekilde konuşulmalıdır. Çocuk sat kaçta yatması gerektiğini bilmelidir. Bu düzen çocuğu ve aileyi oldukça rahatlatacaktır. Özellikle ışık konusuna geldiğimizde çocuk yatana kadar bir ışık veya başucu lambası olabilir. Çocuk kitap okumak isteyebilir veya yaşı küçükse kitapların resimlerine bakmak isteyebilir.
Karanlık korkuları bazen de aileye mesaj vermek için bir yardım isteme yolu olabilir. Böyle durumlarda aile çocuğun bir sıkıntısı, sorunu olduğunu anlar. Aile çocuğun neden rahatsız olduğunu bulmalı ve rahatsızlık veren şeyi ortadan kaldırmalıdır. Karanlık korkusu bir de çocuğun kardeşi olup da onun yaptığını, odasını kardeşine verildiğinde veya yaramazlık yaparsan ben hastalanırım, ölürüm gibi korkutmalardan sonra ortaya çıkabilir. Bir de çocuğun yanında “O anlamaz, aklı ermez” diye düşünüp onun yanında ailenin onun kafasını karıştıracak konuları konuşmak, tartışmak, kavga etmek, ses tonlarının yükselmesi, şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olabilir. Karanlıkta tacize uğramak, karanlıkta korkulacak bir durumla karşı karşıya kalmak karanlık korkusunu getirebilir. Korkan çocuklar bazen hayali arkadaşlarda edinebilirler. Bu durumdan korkmayın, onlara kızmayın.
Pabobo portatif gece lambaları, Çocuğunuz için hem eğlenceli bir oyuncak, hem de güvenli bir uyku arkadaşı!
PABOBO, çocuklar için özel tasarlanmış, kablo ya da bataryası olmayan, ilk taşınabilir gece lambasıdır. Çocuğunuz bu ışıkla, odasının lambası kapalı olduğunda, yatağında kitabına bakabilir, yorganın altında kendi kendine oyunlar yapabilir, tavanda, duvarlarda ışık yansımalarını takip edip, sonra huzurlu bir şekilde PABOBO ile uyuya kalabilir.
Özellikle çocuğun karanlık korkusu yaşadığı dönemlerde harika bir yardımcı niteliğinde olan PABOBO’nun güven veren loş ışığı sayesinde, çocuğunuz korkmadan, huzur içerisinde uykuya dalacaktır. Gece uyansa bile PABOBO’nun ay ışığı gibi parlayarak odayı aydınlatması sayesinde huzursuz olmayacaktır. Tüm odayı loş ışığıyla hafifçe aydınlatacak olan bu harika lamba sayesinde çocuğunuz resimli kitaplarına rahatlıkla bakabilir, uyku öncesinde odasında kendi kendine hoş vakit geçirebilir. PABOBO, göz bebeklerine çok yakın tutulsa bile, gözleri hiç acıtmaz ve zarar vermez.
Anne babalar, geceleri bebeklerini kontrol etmek için yanlarına gittiklerinde, odanın ışığını açmayıp, bebeği uyandırmadan PABOBO’nun ışığından faydalanabilirler. Bu ışık, güneş ışığı gibi keskin ve rahatsız edici değildir ve bebeğinizin uykusunu kaçırmaz, tam tersine ay ışığı gibi etki eder ve bebeğinizin uykusunu getirip, güven içerisinde, huzurla uyumasını sağlar.
Tasarımı tamamiyle bebek ve çocuklara özel, her açıdan son derece güvenli olan bu lambanın köşeleri yoktur ve tamamen yuvarlak hatlara sahiptir. İnanılmaz derecede sade olan görüntüsü, bebeğinizin dikkatini dağıtmamakla birlikte, eliyle rahatlıkla kavrayabileceği, çok hafif bir malzemeyle yapılmıştır.
PABOBO, darbelere karşı dayanıklıdır ve ısınmaz. Kablo ya da bataryası yoktur ve zararlı madde içermez. Bu özellikleriyle baştan sona çocuk dostu olmasının yanı sıra, 3 yaş altındaki bebek ürünleri için olan Avrupa standartlarına da uygundur.

DÜZ KAFA SENDROMU NEDİR?
Tıp dilinde “plagiyosefali” olarak adlandırılan, genellikle bebeğin kafasının arkasında veya yanında, 8-12 haftalıkken ortaya çıkan kafa şekil bozukluğudur. Bu durum, yassı kafa veya kafada yassılaşma olarak d...
a adlandırılmaktadır. Kafa şekli oluşumuna etki eden nedenler arasında genetik özellikler olabildiği gibi, bebeğin anne karnındaki duruş pozisyonu ya da doğum şekli (normal veya sezaryen) da belirleyici olabiliyor.
Başın bir bölgesine uygulanan basıncın etkisi ile o bölgede düzleşme oluşur. Başın belli bir bölgesinde oluşan bu düzleşme, kafa kemiklerinin arasındaki açıklıkların erken kapanması ile ilgili de olabilir. Bu durum, sonrasında boyunda eğrilik veya başın öne doğru düşmesi gibi ciddi tıbbi sendromlara (Kraniosinostoz) yol açabilir.
Düz kafa sendromunda erken teşhis ve tedavi önem teşkil etmektedir. Çocuklarda kafatası bebek yaşta gelişir ve bir yaşına ulaştıktan sonra tedavi olanağı ortadan kalktığı gibi, bahsi geçen sorunlarla karşı karşıya kalınır. Başlangıç aşamasında müdahale edilirse (bebeğin yatış pozisyonunu düzelterek, egzersiz ve masaj tedavileri uygulayarak) genellikle düzeltilebilir. Tedavi öncesinde bu yapının altında başka patalojik nedenlerin olup olmadığı araştırılmalıdır. Böyle bir durumda konuyu pediatristler ve fizik tedavi uzmanları ile görüşmek gerekecektir. Genellikle tanı ilk 6 aylık dönemde konulabilmektedir. Erken tanı konulması, tedavi ve uygulamaların başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.
En sık görülen şekil bozuklukları:
Plagiyosefali (Plagiocephaly)
Asimetrik şekil bozukluğunun konumsal olarak bebeğin kafatasının arkasında oluşması durumudur. Yunanca bir terimdir ve “eğik baş” anlamına gelir. Bebeğin kafasına yukarıdan bakıldığında, kafa şekli bir paralelkenar görünümündedir ve bir kulağı diğerinden az görünür. Bu şekil bozukluğu aynı zamanda bebeğin yüzüne de yansıyabilir.

Brakisefali (Brachycephaly)
Bebeğin kafasının arkasında oluşmuş pozisyonel düzleşmeye (Brakisefali) verilen isimdir. Uzun süreli sırt üstü yatırılmış olan bebeklerde görülmekle birlikte, bu durumda kafa yüksekliği, arka kısımlara gidildikçe artarak kendini gösterir.
Düz kafa sendromuna önlem olarak birçok uygulama söz konusudur. Bunlardan bir tanesi, bebeğin belirli aralıklara yatakta yattığı yönü değiştirerek, her defasında başını farklı yöne çevirerek (sağ-sol) yatmasını sağlamaktır. Aynı yöntem, araba koltuklarında ve bebek arabalarında da uygulanabilir.
THERALINE bebek yastığı, uzun süreli sırtüstü yatmanın sonucunda bebeğinizin baş şeklinin deformasyona uğramasını önlemek için özel olarak tasarlanmıştır. Yenidoğanların kafatası henüz sertleşmemiş olduğu için, yatış pozisyonu nedeniyle baş şeklinin bozulması sık karşılaşılan bir durumdur. Anatomik tasarımı ve delikli, ileri teknolojik kumaşı sayesinde THERALİNE bebek yastığı, bebeğinizin başını efektif bir şekilde destekleyerek, ona hem sağlıklı hem de huzurlu bir uyku sağlamaktadır.
THERALINE bebek yastığının ortasında oluşturulmuş anatomik oyuk sayesinde, bebeğin başında herhangi bir baskı meydana gelmemektedir. Bebeğiniz saatlerce sırtüstü yatarak uyusa veya oynasa bile, başında kesinlikle bir deformasyon oluşmamaktadır. Başında şekil bozukluğu başlamış olan bebeklerde kullanılması halinde bile hızla düzelme sağlanmaktadır.
Hava geçişine izin veren, 3 farklı özellikte özel kumaşı sayesinde, bebeğin baş ve çevresinin ısısı korunmaktadır. Bebeğin kendi başına dönmeye başladığı ileriki dönemlerde bile, delikli yapısı bebeğin her pozisyonda rahatlıkla nefes alabilmesine olanak sağlar. Bu özelliğiyle boğulma riskini ortadan kaldıran THERALINE bebek yastığı son derece güvenlidir.

THERALINE bebek yastığı;
• Bebeği ideal uyku pozisyonunda tutar.
• Bebek, başını rahatlıkla çevirebilir.
• Şekil bozukluklarının hızla düzelmesine yardımcı olur
• Rahat nefes alışına izin verir.
• Çok iyi ısı transferi sağlar.
• Hijyeniktir. 60 derecede yıkanabilir.
0-12 aylık bebekler için uygundur.
Doğumdan itibaren kullanımı, doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
23cm x 21cm x 3cm ebatlarındadır ve Öko- Tex Standard 100 onaylıdır.
http://www.duzkafa.com/
Başın bir bölgesine uygulanan basıncın etkisi ile o bölgede düzleşme oluşur. Başın belli bir bölgesinde oluşan bu düzleşme, kafa kemiklerinin arasındaki açıklıkların erken kapanması ile ilgili de olabilir. Bu durum, sonrasında boyunda eğrilik veya başın öne doğru düşmesi gibi ciddi tıbbi sendromlara (Kraniosinostoz) yol açabilir.
Düz kafa sendromunda erken teşhis ve tedavi önem teşkil etmektedir. Çocuklarda kafatası bebek yaşta gelişir ve bir yaşına ulaştıktan sonra tedavi olanağı ortadan kalktığı gibi, bahsi geçen sorunlarla karşı karşıya kalınır. Başlangıç aşamasında müdahale edilirse (bebeğin yatış pozisyonunu düzelterek, egzersiz ve masaj tedavileri uygulayarak) genellikle düzeltilebilir. Tedavi öncesinde bu yapının altında başka patalojik nedenlerin olup olmadığı araştırılmalıdır. Böyle bir durumda konuyu pediatristler ve fizik tedavi uzmanları ile görüşmek gerekecektir. Genellikle tanı ilk 6 aylık dönemde konulabilmektedir. Erken tanı konulması, tedavi ve uygulamaların başarısını önemli ölçüde etkilemektedir.
En sık görülen şekil bozuklukları:
Plagiyosefali (Plagiocephaly)
Asimetrik şekil bozukluğunun konumsal olarak bebeğin kafatasının arkasında oluşması durumudur. Yunanca bir terimdir ve “eğik baş” anlamına gelir. Bebeğin kafasına yukarıdan bakıldığında, kafa şekli bir paralelkenar görünümündedir ve bir kulağı diğerinden az görünür. Bu şekil bozukluğu aynı zamanda bebeğin yüzüne de yansıyabilir.

Brakisefali (Brachycephaly)
Bebeğin kafasının arkasında oluşmuş pozisyonel düzleşmeye (Brakisefali) verilen isimdir. Uzun süreli sırt üstü yatırılmış olan bebeklerde görülmekle birlikte, bu durumda kafa yüksekliği, arka kısımlara gidildikçe artarak kendini gösterir.
Düz kafa sendromuna önlem olarak birçok uygulama söz konusudur. Bunlardan bir tanesi, bebeğin belirli aralıklara yatakta yattığı yönü değiştirerek, her defasında başını farklı yöne çevirerek (sağ-sol) yatmasını sağlamaktır. Aynı yöntem, araba koltuklarında ve bebek arabalarında da uygulanabilir.
THERALINE bebek yastığı, uzun süreli sırtüstü yatmanın sonucunda bebeğinizin baş şeklinin deformasyona uğramasını önlemek için özel olarak tasarlanmıştır. Yenidoğanların kafatası henüz sertleşmemiş olduğu için, yatış pozisyonu nedeniyle baş şeklinin bozulması sık karşılaşılan bir durumdur. Anatomik tasarımı ve delikli, ileri teknolojik kumaşı sayesinde THERALİNE bebek yastığı, bebeğinizin başını efektif bir şekilde destekleyerek, ona hem sağlıklı hem de huzurlu bir uyku sağlamaktadır.
THERALINE bebek yastığının ortasında oluşturulmuş anatomik oyuk sayesinde, bebeğin başında herhangi bir baskı meydana gelmemektedir. Bebeğiniz saatlerce sırtüstü yatarak uyusa veya oynasa bile, başında kesinlikle bir deformasyon oluşmamaktadır. Başında şekil bozukluğu başlamış olan bebeklerde kullanılması halinde bile hızla düzelme sağlanmaktadır.
Hava geçişine izin veren, 3 farklı özellikte özel kumaşı sayesinde, bebeğin baş ve çevresinin ısısı korunmaktadır. Bebeğin kendi başına dönmeye başladığı ileriki dönemlerde bile, delikli yapısı bebeğin her pozisyonda rahatlıkla nefes alabilmesine olanak sağlar. Bu özelliğiyle boğulma riskini ortadan kaldıran THERALINE bebek yastığı son derece güvenlidir.

THERALINE bebek yastığı;
• Bebeği ideal uyku pozisyonunda tutar.
• Bebek, başını rahatlıkla çevirebilir.
• Şekil bozukluklarının hızla düzelmesine yardımcı olur
• Rahat nefes alışına izin verir.
• Çok iyi ısı transferi sağlar.
• Hijyeniktir. 60 derecede yıkanabilir.
0-12 aylık bebekler için uygundur.
Doğumdan itibaren kullanımı, doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
23cm x 21cm x 3cm ebatlarındadır ve Öko- Tex Standard 100 onaylıdır.
http://www.duzkafa.com/
BEBEK GELİŞİMİNE UYGUN OYUNCAK SEÇİMİ
0-2 aylık bebekler bilindiği gibi yeni doğan bebeğin en değerli oyuncağı kendi bedenidir. Bebek elini, kolunu sallayarak, açıp kapayarak, ayağını ağzına ...
götürmeye çalışarak ve parmaklarını emerek kendi kendine eğlenir. Ayrıca doğumu izleyen aylarda çocuk ses, renk ve şekillere karşı da çok hassastır. Bu nedenle bu aylarda bebeklerin oyuncaklarını görsel ve işitsel duyulara hitap eden oyuncaklar oluşturmaktadır. İlk aylarda bebeğin yatağının üzerine asılabilen veya yatağın kenarına tutturulabilen, hareket eden, ses çıkaran, mobil türü renkli oyuncaklar tercih edilebilir.
2-6 aylık bebekler nesnelere dokunmak, tutmak, eliyle vurarak döndürmek, sallamak, tekmelemek, ağıza almak ve tadına bakmaktan hoşlanırlar. Bebekler parlak renkleri, zıt renkleri, basit çizimler ve net çizgileri, insan yüzlerini ve özellikle de gözleri görmekten hoşlanır. Bebekler asılı, hareket eden ve hafif, yumuşak sesler çıkaran nesneleri veya dönenceleri izlemekten hoşlanır. Bebeğin izlemesi için asılan oyuncaklar bebeğin gözlerinden 15-20 cm. uzağa yerleştirilmelidir. İlk haftalarda bebekler çoğunlukla sağ yanlarına bakarlar. Bu nedenle ilk haftalarda oyuncaklar bebeğin sağ tarafına asılmalı ve bebek uzanmaya başladığında ise dokunamayacağı mesafeye çekilmelidir. Bebekler çeşitlilik ister ve kendi yaptığı bir hareket ile etkileyebileceği oyuncakları severler. Elinde tutacağı oyuncaklar hafif ve bebeğin eliyle tutmasına uygun oyuncaklar olmalıdır.

6-7. aylarda çocuğun oturmaya başlamasıyla mekanı da genişler. Bu nedenle çocuğun oturmaya başladığı aydan itibaren çocuğun elinde tutabileceği ve avucuna sığabilecek esnek plastikten, yumuşak kauçuktan yapılmış, çok büyük veya küçük olmayan bebekler, hayvanlar, renkli halkalar verilebilir. Ayrıca bu dönemde bebeklerin diş çıkarması nedeniyle emniyetli ve bebeğin sağlığı için zararlı etkiler yaratmayacak diş kaşıyıcısı veya plastik halkalar verilebilir. Ağzına götürebileceği oyuncaklar keskin köşe veya kenarları olmamalı, boğazına, burnuna, kulağına kaçabilecek küçük parçalar, toksik malzemeler, cam parçalar, parmaklarının sıkışabileceği delikler ve uzun ipler içermemelidir. Bu dönem için tavsiye edilen oyuncaklar;
• Yüzünüze değişik, eğlenceli ifadeler vermek.
• Bebeğinizle konuşmak ve ona şarkılar söylemek.
• Çıngıraklar ve müzikli oyuncaklar. (üzeri resimli veya zilli çıngıraklardır. Çıngıraklar hareket ve etmesi ve ses çıkarması nedeniyle bütün bebekler tarafından ilgi çekici durumdadır)
• Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır).
• Kırılmaz aynalar.
• Dişlikler.
• Parlak resimler.
• Bebeğin kolayca tutabileceği küçük oyuncaklar.
• Kumaş kitaplar.
• Birbirine geçen plastik halkalar
7-9. aylarda, bebekler oyuncakları birbirine vurmaktan, birbirinin içine sokmaktan, düşürmekten, bükmekten, sıkmaktan, sallamaktan, sürüklemekten, ısırmaktan, fırlatmaktan, açıp kapamaktan, doldurup boşaltmaktan hoşlanırlar. Bu zamanlarda, bebeklerin emeklemeye ve yürümeye başlamaları nedeniyle, çocuklar için tercih edilebilecek en iyi oyuncaklar düştüğünde kırılmayan fakat ses çıkaran renkli toplardır.

10-12 aylık bebekler nesneleri her yönüyle tanımaya çalışırlar ve her şeyi keşfetmek isterler. Bu yaştaki bebekler nesneleri istiflemekten, bir şeyin içine koyup, dışına çıkarmaktan, dökmekten, içiçe geçirmekten, açma ve kapamaktan, tuşlara basmaktan, döndürmekten ve araba ve topları itmekten hoşlanırlar. 7-12 ay grubundaki bebekler genel olarak basit mekanizmaları çalıştırmaktan, dolap, çekmece, kutu gibi eşya dolu şeylerden ve nesneler içeren şey ile içerdiği şey arasındaki ilişkiden ve gözüküp kaybolan nesnelerden hoşlanırlar. Her yaştan bebekler kendi eylemleri ile sonuç yaratmaktan hoşlanırlar. Bu yaş grubundaki bebeklerin oyuncakları ağıza götürme açısından güvenli, kırılmaz, ağız, kulak ve burna kaçabilecek küçük parçalar, toksik malzeme ve sert kenar ve köşeler içermeyen, parmak ve ellerinin sıkışmayacağı, uzun bağları olmayan oyuncaklar olmalıdır.
Ayrıca bu dönemde, çarpıp geri dönen oyuncaklar veya itme ve çekme ile gidebilen tekerlekli hayvanlar, otomobiller yeni yürüyenler için en uygun oyuncaklardır ve bu tür oyuncaklar bebekleri çok mutlu eder. Yaklaşık bir yaşındaki bebekler çok ilgilerini çeken oyuncaklardan biri de “dökme-doldurma” oyuncaklarıdır. Büyük renkli şekiller ve bunların içerisine atılabileceği bir kutudan ibarettir, oyuncaklar. Bu dönem için tavsiye edilen oyuncaklar;
• Çıngıraklar ve müzikli oyuncaklar,
• Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır).
• Kırılmaz aynalar,
• Dişlikler,
• Karton bebek kitapları,
• Sert kumaş oyuncaklar,
• Kapağı açılınca içinden çeşitli nesneler fırlayan kutular,
• Doldurup boşaltabileceği nesnelerle dolu kutular,
• Üst üste istiflenebilen büyük ebatlı oyuncaklar,
• Banyo oyuncakları,
• Büyük tüylü oyuncaklar.
• İtme-çekme oyuncakları.
SNOOZEBABY ile bebeğinizin dünyası artık hem daha huzurlu, hem de eğlenceli ve rengarenk!
SNOOZEBABY, her bir dizaynı bebek dostu etiketlerle birleştirilmiş bir Hollanda markasıdır. Bebeğinize özel, son derece yumuşak % 100 pamuk ve kadife dokulu kumaştan üretilmiş olan bu etiketli ürünler, modaya uygun, zarif ve güzel görünüşlü olmanın yanı sıra, bebeğinizin motor becerilerini ve dokunma duyusunu geliştirir. SNOOZEBABY ile bebeğiniz her daim rahatı ve huzuru hissedecektir. Öyle ki, etiketlerin fonksiyonelliği üzerine yapılan araştırmalarda ebeveynlerin % 64’ünün sarılmak için olan oyuncakları, huzur verici ve sakinleştirici olarak gördüğünü göstermektedir.
Oyun minderi, alt değiştirme örtüsü, kundaklar, el kuklaları, uyku arkadaşı, emzik askısı, kitapçık ve oyun küpü gibi, bebeğinizin keyfine keyif katacak çeşitli ürün seçenekleri mevcuttur.
Çoğu ürün, kadife ve jarse gibi, bebeklerin kokusunu emen , temel malzemelerden yapılmıştır. Üstelik SNOOZEBABY size, ürünlere eklenen etiketlerin boyutunu, rengini ve malzemesini değiştirme seçeneğini de sunuyor. Ürünlerde saten, ipek, kadife ve hışırtılı malzemeler kullanılmaktadır. Her şeyden önce, inanılmaz derecede yumuşaktırlar ve çamaşır makinesinde rahatlıkla yıkanabilirler.
Bebeğinizin güvenliği ve sağlığı için, malzemeler ve ürünler özenle test edilmektedir ve her biri CE sertifikalıdır.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=23&srubrikid=188&sno=SN-801
2-6 aylık bebekler nesnelere dokunmak, tutmak, eliyle vurarak döndürmek, sallamak, tekmelemek, ağıza almak ve tadına bakmaktan hoşlanırlar. Bebekler parlak renkleri, zıt renkleri, basit çizimler ve net çizgileri, insan yüzlerini ve özellikle de gözleri görmekten hoşlanır. Bebekler asılı, hareket eden ve hafif, yumuşak sesler çıkaran nesneleri veya dönenceleri izlemekten hoşlanır. Bebeğin izlemesi için asılan oyuncaklar bebeğin gözlerinden 15-20 cm. uzağa yerleştirilmelidir. İlk haftalarda bebekler çoğunlukla sağ yanlarına bakarlar. Bu nedenle ilk haftalarda oyuncaklar bebeğin sağ tarafına asılmalı ve bebek uzanmaya başladığında ise dokunamayacağı mesafeye çekilmelidir. Bebekler çeşitlilik ister ve kendi yaptığı bir hareket ile etkileyebileceği oyuncakları severler. Elinde tutacağı oyuncaklar hafif ve bebeğin eliyle tutmasına uygun oyuncaklar olmalıdır.

6-7. aylarda çocuğun oturmaya başlamasıyla mekanı da genişler. Bu nedenle çocuğun oturmaya başladığı aydan itibaren çocuğun elinde tutabileceği ve avucuna sığabilecek esnek plastikten, yumuşak kauçuktan yapılmış, çok büyük veya küçük olmayan bebekler, hayvanlar, renkli halkalar verilebilir. Ayrıca bu dönemde bebeklerin diş çıkarması nedeniyle emniyetli ve bebeğin sağlığı için zararlı etkiler yaratmayacak diş kaşıyıcısı veya plastik halkalar verilebilir. Ağzına götürebileceği oyuncaklar keskin köşe veya kenarları olmamalı, boğazına, burnuna, kulağına kaçabilecek küçük parçalar, toksik malzemeler, cam parçalar, parmaklarının sıkışabileceği delikler ve uzun ipler içermemelidir. Bu dönem için tavsiye edilen oyuncaklar;
• Yüzünüze değişik, eğlenceli ifadeler vermek.
• Bebeğinizle konuşmak ve ona şarkılar söylemek.
• Çıngıraklar ve müzikli oyuncaklar. (üzeri resimli veya zilli çıngıraklardır. Çıngıraklar hareket ve etmesi ve ses çıkarması nedeniyle bütün bebekler tarafından ilgi çekici durumdadır)
• Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır).
• Kırılmaz aynalar.

• Parlak resimler.
• Bebeğin kolayca tutabileceği küçük oyuncaklar.
• Kumaş kitaplar.
• Birbirine geçen plastik halkalar
7-9. aylarda, bebekler oyuncakları birbirine vurmaktan, birbirinin içine sokmaktan, düşürmekten, bükmekten, sıkmaktan, sallamaktan, sürüklemekten, ısırmaktan, fırlatmaktan, açıp kapamaktan, doldurup boşaltmaktan hoşlanırlar. Bu zamanlarda, bebeklerin emeklemeye ve yürümeye başlamaları nedeniyle, çocuklar için tercih edilebilecek en iyi oyuncaklar düştüğünde kırılmayan fakat ses çıkaran renkli toplardır.

10-12 aylık bebekler nesneleri her yönüyle tanımaya çalışırlar ve her şeyi keşfetmek isterler. Bu yaştaki bebekler nesneleri istiflemekten, bir şeyin içine koyup, dışına çıkarmaktan, dökmekten, içiçe geçirmekten, açma ve kapamaktan, tuşlara basmaktan, döndürmekten ve araba ve topları itmekten hoşlanırlar. 7-12 ay grubundaki bebekler genel olarak basit mekanizmaları çalıştırmaktan, dolap, çekmece, kutu gibi eşya dolu şeylerden ve nesneler içeren şey ile içerdiği şey arasındaki ilişkiden ve gözüküp kaybolan nesnelerden hoşlanırlar. Her yaştan bebekler kendi eylemleri ile sonuç yaratmaktan hoşlanırlar. Bu yaş grubundaki bebeklerin oyuncakları ağıza götürme açısından güvenli, kırılmaz, ağız, kulak ve burna kaçabilecek küçük parçalar, toksik malzeme ve sert kenar ve köşeler içermeyen, parmak ve ellerinin sıkışmayacağı, uzun bağları olmayan oyuncaklar olmalıdır.
Ayrıca bu dönemde, çarpıp geri dönen oyuncaklar veya itme ve çekme ile gidebilen tekerlekli hayvanlar, otomobiller yeni yürüyenler için en uygun oyuncaklardır ve bu tür oyuncaklar bebekleri çok mutlu eder. Yaklaşık bir yaşındaki bebekler çok ilgilerini çeken oyuncaklardan biri de “dökme-doldurma” oyuncaklarıdır. Büyük renkli şekiller ve bunların içerisine atılabileceği bir kutudan ibarettir, oyuncaklar. Bu dönem için tavsiye edilen oyuncaklar;
• Çıngıraklar ve müzikli oyuncaklar,
• Yumuşak, sıkınca ses çıkaran oyuncak ve toplar (topların çapı en az 44 mm. olmalıdır).
• Kırılmaz aynalar,

• Karton bebek kitapları,
• Sert kumaş oyuncaklar,
• Kapağı açılınca içinden çeşitli nesneler fırlayan kutular,
• Doldurup boşaltabileceği nesnelerle dolu kutular,
• Üst üste istiflenebilen büyük ebatlı oyuncaklar,
• Banyo oyuncakları,
• Büyük tüylü oyuncaklar.
• İtme-çekme oyuncakları.
SNOOZEBABY ile bebeğinizin dünyası artık hem daha huzurlu, hem de eğlenceli ve rengarenk!

Oyun minderi, alt değiştirme örtüsü, kundaklar, el kuklaları, uyku arkadaşı, emzik askısı, kitapçık ve oyun küpü gibi, bebeğinizin keyfine keyif katacak çeşitli ürün seçenekleri mevcuttur.
Çoğu ürün, kadife ve jarse gibi, bebeklerin kokusunu emen , temel malzemelerden yapılmıştır. Üstelik SNOOZEBABY size, ürünlere eklenen etiketlerin boyutunu, rengini ve malzemesini değiştirme seçeneğini de sunuyor. Ürünlerde saten, ipek, kadife ve hışırtılı malzemeler kullanılmaktadır. Her şeyden önce, inanılmaz derecede yumuşaktırlar ve çamaşır makinesinde rahatlıkla yıkanabilirler.
Bebeğinizin güvenliği ve sağlığı için, malzemeler ve ürünler özenle test edilmektedir ve her biri CE sertifikalıdır.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=23&srubrikid=188&sno=SN-801
BEBEKLERDE DİŞ ÇIKARMA DÖNEMİ VE RAHATLATACAK ÖNERİLER
diş çıkarma döneminde nasıl davranmak, neler yapmak gerektiğini öğrenelim.
Eyvah Bebeğim Diş Çıkarıyor!
Her ne kadar ilk diş genelde 6. aydan, hatta bazen bir yaştan sonra çıksa da 2. aydan itibaren görülmesi mümkündür.
Ender olarak bazen bebekler bir veya daha fazla diş ile doğabilir. Çok sallanıyorlarsa bunların çekilmesi gerekir, çünkü onları yutma olasılığı vardır veya emzirme esnasında sorun teşkil edebilir.
Genelde ilk çıkan diş ön taraftandır. Diş, diş etine yaklaştıkça o bölgede kızarıklık, şişlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen dişin çıkacağı bölgede ufak sıvı ile dolu bir oluşum da gelişebilir.
Bu kistik yapılar genelde zararsızdır ve özel bir girişime gerek yoktur. 20 adet süt dişinin tamamının çıkması genelde 3 yaşına doğru olur. Kalıcı dişler 6 yaş civarında çıkar.
Bazı dişler çıkarken diğerlerine kıyasla daha ağrılı olabilir. İlk çıkan diş, bazen en kötüsü olabilir. Bazen daha büyük azı dişleri de sorun çıkartabilir. Bir anda birden fazla dişin çıkması da mümkündür.
Birçok çocuk diş çıkarırken hiçbir sorun yaşamaz. Oysa bazıları önemli derecede sıkıntı çeker. Genelde diş çıkarma ile ilgili ağrı dalgalanma şeklinde gelir, gider ve başladıktan sonra birkaç dakika içinde geçer.
Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir?
1. Artan tükürük
2. Uyku düzensizliği
3. İştahsızlık
4. Gelen giden huzursuzluk
5. Ellerini ısırması
6. Ağız çevresinde hafif döküntü
Diş Çıkaran Bebeklerde Evde Bakım Nasıl Olmalıdır?
Sıkıntı çeken bebeğin diş etine hafif basınç uygulanırsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenle anne babaların ellerini yıkadıktan sonra bir parmağını o bölgeye hafifçe bastırması veya bebeğin temiz bir bezi ısırmasına izin vermesi uygundur.Eğer diş çıkarma ağrı ve iştahsızlığa yol açıyorsa, bazen beslerken farklı bir biberon ucu veya ağızlı bardak kullanılması bebeğin daha rahat beslenmesine zemin sağlayabilir.
Soğuk nesneler diş etindeki kızarıklık ve şişliği azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebeveynler temiz, dondurulmuş bezleri kullanırlar. Aynı zamanda su içeren dişlikler vardır ve buzdolabında soğutularak kullanılırlar. Bununla birlikte diş etlerine uzun süreli aşırı soğuk uygulama önerilmez..
Ağrı Kesici Kullanılmalı mı?
Eczaneden alınabilecek bazı ilaçlar ağrı kesmek amacıyla doğrudan diş etlerinin üstüne sürülebilir. Diş etlerini belirli bir süre için uyuşturan maddeler içerirler. Kısa süreler için yardımcı olabilirler, ancak bazı çocuklar bunların tat veya yarattığı etkiyi beğenmeyebilirler.
Bu ilaçların bebeğin boğazına değmemesini sağlamak önemlidir, çünkü o bölgenin uyuşması öğürme refleksini hafifletebilir ve yemeklerin akciğerlere kaçmasına neden olabilir.
Parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar ağrının azaltılmasında faydalı olabilirler. Bunlar daha önce bahsedilen yöntemler denendikten sonra birkaç kez verilebilir. Diş çıkarırken çok ilaç kullanmamak daha uygundur, çünkü altta yatan başka bir hastalığın yarattığı ateşi düşürebileceğinden ebeveynleri ve doktoru o hastalıktan habersiz bırakabilir. Bebeklere aspirin içeren ilaçlar verilmemelidir.
Diş çıkarmak normaldir. Bu nedenle bundan doğabilecek sorunlara geniş bir bakış açısıyla yaklaşılması gerekir. Çoğu bebek ve çocuklarda eninde sonunda 20 süt dişi çıkmakta bu dişler düştükten sonra da yerine 32 kalıcı diş gelmektedir, anne babaların bu süreç boyunca duyarlı ve dikkatli olmaları yeterlidir.
Diş Çıkaran Bebeği Rahatlatacak Öneriler;
■Bebeğinize çiğneyecek bir şeyler verin. Bebeğin çiğneyerek diş etlerini kaşıyabileceği, özellikle soğuk (soğuk bir muz veya havuç, lastik bir diş halkası vb.) şeyler verilebilir. Bebeğinize çiğnemesi için birşey verdiğiniz zaman akciğerlerine kaçırmaması için mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.
■Bebeğinizin diş etlerine temiz ve soğuk bezle masaj yapın.
■Diş etlerini hafifçe uyuşturmak için doktor önerisiyle verilen diş jellerinden beslenme önceleri diş etlerine sürün.
■Diş kaşıyıcı seçerken ürünün plastik ve boyalı olmamasına dikkat edin.
■Diğer önlemlerle beraber bebeğinizin çok sıkıntısı varsa, parasetamol vermek için doktorunuza danışın.
■Bebeğinizin diş çıkarırken yaşadığı yan etkileri de başlı başına birer hastalık olarak kabul edin ve tedavisi için harekete geçin.
■Sıvı içmesini sağlayın. Bu dönemde bebeğin çok salyası aktığı için sıvı ihtiyacı da artar.
■Bebeğinizin ateşi 38 derece ve üstündeyse ve/veya ishali varsa, beraberinde diş de çıkartıyor olsa da doktorunuza danışın. İshal, ateş gibi belirtiler diş çıkartma ile aynı anda başlamış farklı bir hastalığın belirtileri olabilir. Bebekler diş çıkartırken hastalıklara daha yatkın olurlar ve iyileşmeleri daha sorunlu olabilir.
Skibz bandana tipi önlük, diş çıkaran miniğiniz için hem şık bir aksesuar, hem fonksiyonel bir salya önlüğü.
Çift katlı ve % 100 pamuktan yapılmış olan SKIBZ boyun bandanası, kumaşın emici özelliği sayesinde, salya önlüğü vazifesi görmektedir. Bunun dışında da çok fonksiyoneldir; bir yandan bebeğinizin boynunu sıcak tutarken, diğer yandan, kıyafetlerini tamamlayan, şık bir aksesuar özelliğindedir.
Ayarlanabilen çıt çıtla, boynun arkasından, kolayca tutturulur ve bebeğinizi rahatsız etmeden , tek elle bile çıkartılabilir. Capcanlı renk ve desen seçenekleriyle bu bandana, sadece bebeğiniz için değil, daha büyük çocuklarınız için de boyunlarını sıcak tutan hoş ve kullanışlı bir aksesuardır. Kısacası SKIBZ boyun bandanası ailenin tüm çocukları için hem pratik hem de keyifli bir çözümdür.
Kaliteli, emici, % 100 pamuktan yapılmış kumaşı sayesinde bebeğinizin teni tahriş olmaz. Hijyeniktir, çamaşır makinesinde 60 derecede yıkanabilir.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=20&srubrikid=200
Eyvah Bebeğim Diş Çıkarıyor!
Her ne kadar ilk diş genelde 6. aydan, hatta bazen bir yaştan sonra çıksa da 2. aydan itibaren görülmesi mümkündür.
Ender olarak bazen bebekler bir veya daha fazla diş ile doğabilir. Çok sallanıyorlarsa bunların çekilmesi gerekir, çünkü onları yutma olasılığı vardır veya emzirme esnasında sorun teşkil edebilir.
Genelde ilk çıkan diş ön taraftandır. Diş, diş etine yaklaştıkça o bölgede kızarıklık, şişlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen dişin çıkacağı bölgede ufak sıvı ile dolu bir oluşum da gelişebilir.
Bu kistik yapılar genelde zararsızdır ve özel bir girişime gerek yoktur. 20 adet süt dişinin tamamının çıkması genelde 3 yaşına doğru olur. Kalıcı dişler 6 yaş civarında çıkar.
Bazı dişler çıkarken diğerlerine kıyasla daha ağrılı olabilir. İlk çıkan diş, bazen en kötüsü olabilir. Bazen daha büyük azı dişleri de sorun çıkartabilir. Bir anda birden fazla dişin çıkması da mümkündür.
Birçok çocuk diş çıkarırken hiçbir sorun yaşamaz. Oysa bazıları önemli derecede sıkıntı çeker. Genelde diş çıkarma ile ilgili ağrı dalgalanma şeklinde gelir, gider ve başladıktan sonra birkaç dakika içinde geçer.
Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir?
1. Artan tükürük
2. Uyku düzensizliği
3. İştahsızlık
4. Gelen giden huzursuzluk
5. Ellerini ısırması
6. Ağız çevresinde hafif döküntü
Diş Çıkaran Bebeklerde Evde Bakım Nasıl Olmalıdır?
Sıkıntı çeken bebeğin diş etine hafif basınç uygulanırsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenle anne babaların ellerini yıkadıktan sonra bir parmağını o bölgeye hafifçe bastırması veya bebeğin temiz bir bezi ısırmasına izin vermesi uygundur.Eğer diş çıkarma ağrı ve iştahsızlığa yol açıyorsa, bazen beslerken farklı bir biberon ucu veya ağızlı bardak kullanılması bebeğin daha rahat beslenmesine zemin sağlayabilir.
Soğuk nesneler diş etindeki kızarıklık ve şişliği azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebeveynler temiz, dondurulmuş bezleri kullanırlar. Aynı zamanda su içeren dişlikler vardır ve buzdolabında soğutularak kullanılırlar. Bununla birlikte diş etlerine uzun süreli aşırı soğuk uygulama önerilmez..
Ağrı Kesici Kullanılmalı mı?
Eczaneden alınabilecek bazı ilaçlar ağrı kesmek amacıyla doğrudan diş etlerinin üstüne sürülebilir. Diş etlerini belirli bir süre için uyuşturan maddeler içerirler. Kısa süreler için yardımcı olabilirler, ancak bazı çocuklar bunların tat veya yarattığı etkiyi beğenmeyebilirler.
Bu ilaçların bebeğin boğazına değmemesini sağlamak önemlidir, çünkü o bölgenin uyuşması öğürme refleksini hafifletebilir ve yemeklerin akciğerlere kaçmasına neden olabilir.
Parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar ağrının azaltılmasında faydalı olabilirler. Bunlar daha önce bahsedilen yöntemler denendikten sonra birkaç kez verilebilir. Diş çıkarırken çok ilaç kullanmamak daha uygundur, çünkü altta yatan başka bir hastalığın yarattığı ateşi düşürebileceğinden ebeveynleri ve doktoru o hastalıktan habersiz bırakabilir. Bebeklere aspirin içeren ilaçlar verilmemelidir.
Diş çıkarmak normaldir. Bu nedenle bundan doğabilecek sorunlara geniş bir bakış açısıyla yaklaşılması gerekir. Çoğu bebek ve çocuklarda eninde sonunda 20 süt dişi çıkmakta bu dişler düştükten sonra da yerine 32 kalıcı diş gelmektedir, anne babaların bu süreç boyunca duyarlı ve dikkatli olmaları yeterlidir.
Diş Çıkaran Bebeği Rahatlatacak Öneriler;
■Bebeğinize çiğneyecek bir şeyler verin. Bebeğin çiğneyerek diş etlerini kaşıyabileceği, özellikle soğuk (soğuk bir muz veya havuç, lastik bir diş halkası vb.) şeyler verilebilir. Bebeğinize çiğnemesi için birşey verdiğiniz zaman akciğerlerine kaçırmaması için mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.
■Bebeğinizin diş etlerine temiz ve soğuk bezle masaj yapın.
■Diş etlerini hafifçe uyuşturmak için doktor önerisiyle verilen diş jellerinden beslenme önceleri diş etlerine sürün.
■Diş kaşıyıcı seçerken ürünün plastik ve boyalı olmamasına dikkat edin.
■Diğer önlemlerle beraber bebeğinizin çok sıkıntısı varsa, parasetamol vermek için doktorunuza danışın.
■Bebeğinizin diş çıkarırken yaşadığı yan etkileri de başlı başına birer hastalık olarak kabul edin ve tedavisi için harekete geçin.
■Sıvı içmesini sağlayın. Bu dönemde bebeğin çok salyası aktığı için sıvı ihtiyacı da artar.
■Bebeğinizin ateşi 38 derece ve üstündeyse ve/veya ishali varsa, beraberinde diş de çıkartıyor olsa da doktorunuza danışın. İshal, ateş gibi belirtiler diş çıkartma ile aynı anda başlamış farklı bir hastalığın belirtileri olabilir. Bebekler diş çıkartırken hastalıklara daha yatkın olurlar ve iyileşmeleri daha sorunlu olabilir.
Skibz bandana tipi önlük, diş çıkaran miniğiniz için hem şık bir aksesuar, hem fonksiyonel bir salya önlüğü.
Çift katlı ve % 100 pamuktan yapılmış olan SKIBZ boyun bandanası, kumaşın emici özelliği sayesinde, salya önlüğü vazifesi görmektedir. Bunun dışında da çok fonksiyoneldir; bir yandan bebeğinizin boynunu sıcak tutarken, diğer yandan, kıyafetlerini tamamlayan, şık bir aksesuar özelliğindedir.
Ayarlanabilen çıt çıtla, boynun arkasından, kolayca tutturulur ve bebeğinizi rahatsız etmeden , tek elle bile çıkartılabilir. Capcanlı renk ve desen seçenekleriyle bu bandana, sadece bebeğiniz için değil, daha büyük çocuklarınız için de boyunlarını sıcak tutan hoş ve kullanışlı bir aksesuardır. Kısacası SKIBZ boyun bandanası ailenin tüm çocukları için hem pratik hem de keyifli bir çözümdür.
Kaliteli, emici, % 100 pamuktan yapılmış kumaşı sayesinde bebeğinizin teni tahriş olmaz. Hijyeniktir, çamaşır makinesinde 60 derecede yıkanabilir.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=20&srubrikid=200
YENİ YÜRÜMEYE BAŞLAYAN BEBEKLER İÇİN EN DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİ NASIL OLMALI?
Yeni yürüyen bebek için en iyisi hiç ayakkabı giymemektir. Doktorlar eller gibi, ayakların da en iyi gelişiminin çıplakken olduğunu söylerler. Çıplak ayakla yü...
rümek ayağın şeklinin ve kuvvetli eklemlerin oluşumunu kolaylaştırır. Hava sıcak olduğunda ev içinde bebeğinize ayakkabı giydirmeyin. Hatta yerler güvenli ise bahçede de. Özellikle kumda çıplak ayak yürümesi, onun için güzel bir egzersizdir.
Ancak güvenlik ve sağlık açısından ve elbette görünüşü için de bebeğinizin çoğu zaman bir çift ayakkabıya ihtiyacı olacaktır. Sanki ayağında ayakkabı yokmuşçasına rahat olabilmesi için ayakkabı seçerken aşağıdaki noktalara dikkat edin:
Esnek tabanlar: Kolay esnemeyen ayakkabılar, ayağın doğal hareketleri ile çelişecektir. Birçok doktor ilk adımlarda lastik ayakkabı önerirken, bazıları da klasik ilk adım ayakkabılarını öneriyorlar. Ayakkabı seçerken doktorunuza danışın ve almadan önce test edin.
Düşük bileklik: Yüksek bileklikli ayakkabılar almayın, muhtemelen anneniz size bu tip ayakkabılar almıştır. Bu tip ayakkabılar daha stabil olmalarına karşın, birçok doktor bunların eklem hareketleri ile çeliştiğini savunmaktadır. Henüz yürüyemeyen bir bebeğe, destek olsun diye kesinlikle yüksek bileklikli ayakkabı alınmamalıdır.
Delikli ve esnek üstü olan ayakkabılar: Sağlıklı olmak için, ayakların egzersiz ve hava almaya ihtiyacı vardır. En iyi egzersiz ve havalanmayı deri, bez ve kanvas ayakkabılar sağlar. Plastik ayakkabılar havalanmayı azaltır ve çok terlemeye sebep olur. Üzerinde geniş bantları olan koşu ayakkabılarından da kaçının çünkü bunlar da fazla terlemeye sebep olur. Eğer yağmurlu havalar için lastik bot almak zorunda kalıyorsanız, bunları sadece kötü havalarda kullanın ve evde çıkartın.
Düz tabanlı, topuksuz ayakkabılar: Yeni yürüyen bebekler denge sağlamakta zorlanırlar. Lastik ya da benzer tabanlar kaymayı engeller. Ya da kösele tabanın düz değil de, girintili çıkıntılı olması da kaymayı azaltır. Eğer uygun ayakkabıların tabanı çok kaygan ise tabanını zımparalayın veya birkaç yapışkan bant kullanın.
Bükülmez arkalık: Ayakkabının arkası bükülmez olmalıdır (topuğun arkası). Daha iyisi kenarları yumuşak bir materyal ile desteklenmeli ve düzgün bir yüzeye sahip olmalıdır. Böylece çocuğun topuğunun arkası zedelenmemelidir.
Rahat olmalı: Ayakkabının büyük gelmesi, küçük gelmesinden çok daha iyidir. Fakat en iyisi tam olmasıdır. Zaten ayakkabılar, çıplak ayak kadar özgürlük vermez, bir de ayakkabı darsa daha da sıkıntı verir. Eğer ayakkabı kalın çorapla giyilmeyi gerektiriyorsa, öyle yapın. Alışveriş yapmadan önce ayağı iyice ölçün ve test etmeden almayın. Bu işi bebek ayaktayken yapmaya özen gösterin. Ayakta dururken ayakkabının üstü açılmamalı (yürürken açılabilir), her adımda topuğu ayakkabıdan çıkmamalıdır. Parmağınızla ayakkabının önüne basıp büyüklüğü kontrol edin. Hafif bir mesafe varsa iyidir, mesafe fazlaysa ayakkabı büyük, mesafe yoksa küçüktür.
Ayrıca ayakkabının arkasında da küçük parmağınızın sığabileceği yer olmalıdır: Ayakkabı aldıktan sonra birkaç haftada bir kontrole devam etmelisiniz, zira bebek çok hızlı büyür. Ayakkabının önündeki ve arkasındaki mesafeler azaldığında yeni bir ayakkabı almayı düşünmeye başlayın. Bebeğinizin ayaklarında kızarıklıklara rastlamanız da, ayakkabının artık küçük gelmeye başladığını işaret eder.
Standart şekiller: Sıra dışı şekiller, mesela kovboy botları, büyüyen ayağın şeklini etkileyebilir. Düzgün şekilli ayakkabılar seçmeye özen gösterin.
Bebek ayakkabıları için dayanıklılık çok önemli bir ihtiyaç değildir, çünkü bebekler çok hızlı büyürler. Tabii çocuk ayakkabıları çok pahalı olduğu için, çocuktan çocuğa bunları devretmek düşünülür. Fakat ayakkabılar giyenin ayağının şeklini alır, başkasının ayak şeklini alan bir ayakkabının başka bir bebek tarafından kullanılması pek uygun değildir. Tabii fazla kullanılmayan ve şekli bozulmayan ayakkabılar bunun dışındadır.
Emekleyen veya yürümeye yeni başlayan bebeğinizin ayakları artık hem güvende, hem sıcak olacak. İngiltere’de üretilen ve tamamen el yapımı olan INCH BLUE deri patikler artık türkiye ‘de. Bebeğin ayağı hava alacak şekilde, tamamen yumuşak doğal deriden yapılmış bu patikler, el ve ayak hastalıkları ve refleksoloji uzmanları tarafından onaylıdır.
Yumuşak ve kaymayan süet tabanları sayesinde fayans ve ahşap zeminlerde güvenli olması dışında, yine yumuşak ve hava alan derisi sayesinde ayağı korur ve şeklini alarak, normal gelişimini destekler. Sıradan bir patiğin aksine, INCH BLUE deri patikler, esnek bilekleri sayesinde bebeğinizin ayağına kolayca oturur ve böylece çıkmasını önler. Yalın ayağa en yakın yürüme şekli olarak emekleyen veya yeni yürüyen bebeklere önerilmekle birlikte, daha büyük çocuklar için de ev ayakkabısı olarak kullanılmaktadır.
INCH BLUE deri patikler, özel kutusunda veya çantasında sunulmakta olup, geniş ürün yelpazesinde farklı renk/desen ve farklı bedenlerde ürünler mevcuttur. Gerektiğinde nemli bir bezle, ya da uygun bir deri temizleyicisi ile kolayca temizlenebilen bu patiklerin kuzu derisinden yapılmış kışlık botları da mevcuttur.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=17&srubrikid=168
Ancak güvenlik ve sağlık açısından ve elbette görünüşü için de bebeğinizin çoğu zaman bir çift ayakkabıya ihtiyacı olacaktır. Sanki ayağında ayakkabı yokmuşçasına rahat olabilmesi için ayakkabı seçerken aşağıdaki noktalara dikkat edin:
Esnek tabanlar: Kolay esnemeyen ayakkabılar, ayağın doğal hareketleri ile çelişecektir. Birçok doktor ilk adımlarda lastik ayakkabı önerirken, bazıları da klasik ilk adım ayakkabılarını öneriyorlar. Ayakkabı seçerken doktorunuza danışın ve almadan önce test edin.
Düşük bileklik: Yüksek bileklikli ayakkabılar almayın, muhtemelen anneniz size bu tip ayakkabılar almıştır. Bu tip ayakkabılar daha stabil olmalarına karşın, birçok doktor bunların eklem hareketleri ile çeliştiğini savunmaktadır. Henüz yürüyemeyen bir bebeğe, destek olsun diye kesinlikle yüksek bileklikli ayakkabı alınmamalıdır.
Delikli ve esnek üstü olan ayakkabılar: Sağlıklı olmak için, ayakların egzersiz ve hava almaya ihtiyacı vardır. En iyi egzersiz ve havalanmayı deri, bez ve kanvas ayakkabılar sağlar. Plastik ayakkabılar havalanmayı azaltır ve çok terlemeye sebep olur. Üzerinde geniş bantları olan koşu ayakkabılarından da kaçının çünkü bunlar da fazla terlemeye sebep olur. Eğer yağmurlu havalar için lastik bot almak zorunda kalıyorsanız, bunları sadece kötü havalarda kullanın ve evde çıkartın.
Düz tabanlı, topuksuz ayakkabılar: Yeni yürüyen bebekler denge sağlamakta zorlanırlar. Lastik ya da benzer tabanlar kaymayı engeller. Ya da kösele tabanın düz değil de, girintili çıkıntılı olması da kaymayı azaltır. Eğer uygun ayakkabıların tabanı çok kaygan ise tabanını zımparalayın veya birkaç yapışkan bant kullanın.
Bükülmez arkalık: Ayakkabının arkası bükülmez olmalıdır (topuğun arkası). Daha iyisi kenarları yumuşak bir materyal ile desteklenmeli ve düzgün bir yüzeye sahip olmalıdır. Böylece çocuğun topuğunun arkası zedelenmemelidir.
Rahat olmalı: Ayakkabının büyük gelmesi, küçük gelmesinden çok daha iyidir. Fakat en iyisi tam olmasıdır. Zaten ayakkabılar, çıplak ayak kadar özgürlük vermez, bir de ayakkabı darsa daha da sıkıntı verir. Eğer ayakkabı kalın çorapla giyilmeyi gerektiriyorsa, öyle yapın. Alışveriş yapmadan önce ayağı iyice ölçün ve test etmeden almayın. Bu işi bebek ayaktayken yapmaya özen gösterin. Ayakta dururken ayakkabının üstü açılmamalı (yürürken açılabilir), her adımda topuğu ayakkabıdan çıkmamalıdır. Parmağınızla ayakkabının önüne basıp büyüklüğü kontrol edin. Hafif bir mesafe varsa iyidir, mesafe fazlaysa ayakkabı büyük, mesafe yoksa küçüktür.
Ayrıca ayakkabının arkasında da küçük parmağınızın sığabileceği yer olmalıdır: Ayakkabı aldıktan sonra birkaç haftada bir kontrole devam etmelisiniz, zira bebek çok hızlı büyür. Ayakkabının önündeki ve arkasındaki mesafeler azaldığında yeni bir ayakkabı almayı düşünmeye başlayın. Bebeğinizin ayaklarında kızarıklıklara rastlamanız da, ayakkabının artık küçük gelmeye başladığını işaret eder.
Standart şekiller: Sıra dışı şekiller, mesela kovboy botları, büyüyen ayağın şeklini etkileyebilir. Düzgün şekilli ayakkabılar seçmeye özen gösterin.
Bebek ayakkabıları için dayanıklılık çok önemli bir ihtiyaç değildir, çünkü bebekler çok hızlı büyürler. Tabii çocuk ayakkabıları çok pahalı olduğu için, çocuktan çocuğa bunları devretmek düşünülür. Fakat ayakkabılar giyenin ayağının şeklini alır, başkasının ayak şeklini alan bir ayakkabının başka bir bebek tarafından kullanılması pek uygun değildir. Tabii fazla kullanılmayan ve şekli bozulmayan ayakkabılar bunun dışındadır.
Emekleyen veya yürümeye yeni başlayan bebeğinizin ayakları artık hem güvende, hem sıcak olacak. İngiltere’de üretilen ve tamamen el yapımı olan INCH BLUE deri patikler artık türkiye ‘de. Bebeğin ayağı hava alacak şekilde, tamamen yumuşak doğal deriden yapılmış bu patikler, el ve ayak hastalıkları ve refleksoloji uzmanları tarafından onaylıdır.
Yumuşak ve kaymayan süet tabanları sayesinde fayans ve ahşap zeminlerde güvenli olması dışında, yine yumuşak ve hava alan derisi sayesinde ayağı korur ve şeklini alarak, normal gelişimini destekler. Sıradan bir patiğin aksine, INCH BLUE deri patikler, esnek bilekleri sayesinde bebeğinizin ayağına kolayca oturur ve böylece çıkmasını önler. Yalın ayağa en yakın yürüme şekli olarak emekleyen veya yeni yürüyen bebeklere önerilmekle birlikte, daha büyük çocuklar için de ev ayakkabısı olarak kullanılmaktadır.
INCH BLUE deri patikler, özel kutusunda veya çantasında sunulmakta olup, geniş ürün yelpazesinde farklı renk/desen ve farklı bedenlerde ürünler mevcuttur. Gerektiğinde nemli bir bezle, ya da uygun bir deri temizleyicisi ile kolayca temizlenebilen bu patiklerin kuzu derisinden yapılmış kışlık botları da mevcuttur.
http://www.bebekesya.com/level9_cms/index.php?mid=00080007&skategorie=17&srubrikid=168
BEBEĞİNİZE BANYOYU SEVDİRMENİN YOLLARI
BEBEĞİNİZE BANYOYU SEVDİRMENİN YOLLARI
Bebeğiniz ister banyo yapmaktan hoşlansın, ister hoşlanmasın, bu zamanı her ikinizin de hoşlanacağı, eğlenceli bir aktiviteye dönüştürmek mümkün. Onun hoşuna gidecek oyunları bilmeniz keyif alması...
için yeterli olacaktır.
Gün sona ererken yaptıracağınız bir banyo, bebeğinizin gevşemesini ve daha kolay uyumasını sağlar. Üstelik banyo zamanı, bebeğinizle geçirebileceğiniz en eğlenceli zamanlardandır. Birlikte pek çok oyun oynayabilirsiniz. Eğer sudan hoşlanmıyorsa, bu oyunlar ona suyu sevdirmenizde de yardımcı olacaktır.
İşte bebeğinize banyo yaptırırken birlikte oynayabileceğiniz bazı oyunlar...
Gün sona ererken yaptıracağınız bir banyo, bebeğinizin gevşemesini ve daha kolay uyumasını sağlar. Üstelik banyo zamanı, bebeğinizle geçirebileceğiniz en eğlenceli zamanlardandır. Birlikte pek çok oyun oynayabilirsiniz. Eğer sudan hoşlanmıyorsa, bu oyunlar ona suyu sevdirmenizde de yardımcı olacaktır.
İşte bebeğinize banyo yaptırırken birlikte oynayabileceğiniz bazı oyunlar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)